# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | رَبَّنَا اكْشِفْ عَنَّا الْعَذَابَ اِنَّا مُؤْمِنُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Rabbenâ-kşif ‘annâ-l’ażâbe innâ mu/minûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | O zaman zâlimler: “Rabbimiz! Ne olur, bu azabı üzerimizden kaldır. Biz gerçekten iman ediyoruz!” diye feryat edecekler. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | (İşte o zaman insanlar:) Rabbimiz! Bizden azabı kaldır. Doğrusu biz artık inanıyoruz (derler). |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | İnsanlar: "Rabbimiz! Bu azabı bizden kaldır; doğrusu artık biz inananlarız" derler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | İnsanlar, “Rabbimiz! Bu azabı bizden kaldır, çünkü biz artık inanıyoruz” derler. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | O gün insanlar: "Ey Rabbimiz! Bizden azabı kaldır. Artık biz inanıyoruz" derler. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Rabbenâ! bizden bu azâbı aç, çünkü biz mü'minleriz diyecekler |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Ey Rabbimiz, bizden bu azâbı açıb kaldır. Çünkü biz îman edeceğiz». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (O zaman insanlar:) “Rabbimiz! Bizden bu azâbı aç (kaldır); (artık) şübhesiz biz inanan kimseleriz” (derler). |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Onlar şöyle diyecekler): “- Ey Rabbimiz! Bizden bu azabı kaldır; çünkü biz müminleriz.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Ey Rabbimiz! Bizden bu azabı açıver, şüphe yok ki, biz mü'minleriz,» diyeceklerdir. |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Rabbimiz, bizden azabı kaldır; iman edeceğiz” derler. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | (They will say:) "Our Lord! remove the Penalty from us, for we do really believe!" |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Duhân Sûresi 12. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...
Nûr sûresinin 33. âyetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 33. Ayet Arapça: وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتّٰى يُ ...
Tahrîm sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 12 âyettir. “Tahrîm”, “haram kılmak” demektir. Birinci âyette Resûlullah (s.a.s.)’in, bazı helâl gıdaları, geç ...
Nûr sûresi 30-31. ayetlerde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 30-31. Ayetler Arapça: قُلْ لِلْمُؤْمِن۪ينَ يَغُضُّوا مِنْ اَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظ ...
"Şunu iyi bilin ki, Allah dostlarına hiçbir korku yoktur ve onlar asla üzülmeyeceklerdir. Onlar hakkıyla iman etmişlerdir ve Allah’a karşı gelmekte ...
Nûr sûresinin 23. âyetinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 23. Ayet Arapça: اِنَّ الَّذ۪ينَ يَرْمُونَ الْمُحْصَنَاتِ الْغَافِلَاتِ الْمُ ...