Duhân Sûresi(44) 17. Ayet


17 / 59


# Meal Ayet
Arapça وَلَقَدْ فَتَنَّا قَبْلَهُمْ قَوْمَ فِرْعَوْنَ وَجَٓاءَهُمْ رَسُولٌ كَر۪يمٌۙ
Türkçe Okunuşu * Ve lekad fetennâ kablehum kavme fir’avne ve câehum rasûlun kerîm(un)
1. Ömer Çelik Meali Onlardan önce biz Firavun’un kavmini de sınamış, çeşitli iptilalara maruz bırakmıştık. Kendilerine çok şerefli bir peygamber olan Mûsâ geldi.
2. Diyanet Vakfı Meali 17, 18. Andolsun, kendilerinden önce biz, Firavun'un kavmini de imtihan etmiştik. Onlara: Allah'ın kulları! Bana gelin! Çünkü ben size (gönderilmiş) güvenilir bir resûlüm diye (davette bulunan) şerefli bir elçi gelmişti.
3. Diyanet İşleri (Eski) Meali And olsun ki, onlardan önce, Firavun milletini denemiştik. Onlara gelen değerli bir peygamber demişti ki:
4. Diyanet İşleri (Yeni) Meali Andolsun, onlardan önce Firavun kavmini sınamıştık. Onlara değerli bir peygamber (Mûsâ) gelmişti.
5. Elmalılı Hamdi Yazır Meali Andolsun ki, biz onlardan önce Firavun kavmini de denemiştik. Onlara çok kıymetli bir peygamber gelmişti.
6. Elmalılı Meali (Orjinal) Meali Celâlım hakkı için onlardan evvel Fir'avnin kavmını fitneye düşürdük, onlara da kerîm bir Resul gelmişti
7. Hasan Basri Çantay Meali Andolsun ki biz bunlardan evvel Fir'avn kavmini de imtihan etdik. Onlara da çok şerefli bir peygamber gelmişdi,
8. Hayrat Neşriyat Meali Celâlim hakkı için, kendilerinden önce Fir'avun kavmini de imtihân ettik; onlara da şerefli bir peygamber (olan Mûsâ) geldi.
9. Ali Fikri Yavuz Meali Celâlim hakkı için, onlardan (Kureyş'den) önce Firavun'un, kavmini imtihan ettik. Onlara da çok şerefli bir peygamber gelmişti.
10. Ömer Nasuhi Bilmen Meali Andolsun ki, onlardan evvel Fir'avun'un kavmini bir imtihana tâbi tuttuk ve onlara kerîm bir peygamber gelmişti.
11. Ümit Şimşek Meali Onlardan önce Biz Firavun'un kavmini de sınamıştık. Onlara çok şerefli bir peygamber geldi ve dedi ki:
12. Yusuf Ali (English) Meali We did, before them, try the people of Pharaoh: there came to them a messenger most honourable,
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir.
Duhân Sûresi 17. ayetinin tefsiri için tıklayınız
* Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir.


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/09/gunahtan-sakinma-ile-ilgili-ayetler-196537-m.jpg
Günahtan Sakınma ile İlgili Ayetler

“Siz bu iftira etme işinin önemsiz olduğunu sanıyorsunuz. Halbuki o, Allah katında çok büyük bir suçtur.” (Nûr sûresi (24), 15) İslâm tarihini ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/09/hz-muhammed-sav-ile-ilgili-ayetler-196509-m.jpg
Hz. Muhammed (s.a.v.) ile İlgili Ayetler

Peygamberimizin (s.a.v.) ismi Kur’an-ı Kerim’de beş defa geçmektedir. Peygamberimiz (s.a.v.) Kur’an’da dört defa “Muhammed”, bir defa da “Ahmed” olara ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/09/korku-namazi-ile-ilgili-ayetler-196495-m.jpg
Korku Namazı ile İlgili Ayetler

Sözlükte “korku namazı” anlamına gelen salâtü'l-havf tabiri fıkıhta düşman, eşkıya, hayvan saldırısı yahut yangın, sel tehlikesi gibi tehditler karşıs ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/09/tevbe-suresinin-94-ayeti-ne-anlatiyor-196492-m.jpg
Tevbe Suresinin 94. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: ثُمَّ تُرَدُّونَ اِلٰى عَالِمِ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ فَيُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ Sonra gizli açık her ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/09/hatim-duasi-arapca-turkce-okunusu-196474-m.jpg
Hatim Duası Arapça Türkçe Okunuşu

Hatim, “Kur’ân-ı Kerîm’i başından sonuna kadar ezberden veya yüzünden okuma” demektir. Ebû Ümâme radıyallahu anh, ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/09/tevbe-suresinin-88-ayeti-ne-anlatiyor-196464-m.jpg
Tevbe Suresinin 88. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: لٰكِنِ الرَّسُولُ وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا مَعَهُ جَاهَدُوا بِاَمْوَالِهِمْ وَاَنْفُسِهِمْۜ وَاُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْخَيْرَاتُۘ ...