# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَلَقَدْ فَتَنَّا قَبْلَهُمْ قَوْمَ فِرْعَوْنَ وَجَٓاءَهُمْ رَسُولٌ كَر۪يمٌۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve lekad fetennâ kablehum kavme fir’avne ve câehum rasûlun kerîm(un) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onlardan önce biz Firavun’un kavmini de sınamış, çeşitli iptilalara maruz bırakmıştık. Kendilerine çok şerefli bir peygamber olan Mûsâ geldi. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 17, 18. Andolsun, kendilerinden önce biz, Firavun'un kavmini de imtihan etmiştik. Onlara: Allah'ın kulları! Bana gelin! Çünkü ben size (gönderilmiş) güvenilir bir resûlüm diye (davette bulunan) şerefli bir elçi gelmişti. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | And olsun ki, onlardan önce, Firavun milletini denemiştik. Onlara gelen değerli bir peygamber demişti ki: |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Andolsun, onlardan önce Firavun kavmini sınamıştık. Onlara değerli bir peygamber (Mûsâ) gelmişti. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Andolsun ki, biz onlardan önce Firavun kavmini de denemiştik. Onlara çok kıymetli bir peygamber gelmişti. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Celâlım hakkı için onlardan evvel Fir'avnin kavmını fitneye düşürdük, onlara da kerîm bir Resul gelmişti |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Andolsun ki biz bunlardan evvel Fir'avn kavmini de imtihan etdik. Onlara da çok şerefli bir peygamber gelmişdi, |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Celâlim hakkı için, kendilerinden önce Fir'avun kavmini de imtihân ettik; onlara da şerefli bir peygamber (olan Mûsâ) geldi. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Celâlim hakkı için, onlardan (Kureyş'den) önce Firavun'un, kavmini imtihan ettik. Onlara da çok şerefli bir peygamber gelmişti. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Andolsun ki, onlardan evvel Fir'avun'un kavmini bir imtihana tâbi tuttuk ve onlara kerîm bir peygamber gelmişti. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onlardan önce Biz Firavun'un kavmini de sınamıştık. Onlara çok şerefli bir peygamber geldi ve dedi ki: |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | We did, before them, try the people of Pharaoh: there came to them a messenger most honourable, |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Duhân Sûresi 17. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
YAPMAKTA OLDUĞU İYİLİĞİ DEVAM ETTİRMEKLE İLGİLİ ÂYETLER “Bir toplum inanç ve davranışlarını değiştirmedikçe, Allah da onların durumunu değiştirme ...
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...