# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَلَقَدْ نَجَّيْنَا بَن۪ٓي اِسْرَٓاء۪يلَ مِنَ الْعَذَابِ الْمُه۪ينِۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve lekad necceynâ benî isrâ-île mine-l’ażâbi-lmuhîn(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Böylece İsrâiloğulları’nı o alçaltıcı, onur kırıcı azaptan kurtardık: |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Andolsun biz, İsrailoğullarını o alçaltıcı azaptan kurtardık. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 30,31. And olsun ki, İsrailoğullarını, azgın bir zorba olan Firavun'un alçaltıcı azabından kurtardık. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 30,31. Andolsun, İsrailoğullarını o alçaltıcı azaptan; Firavun’dan kurtardık. Çünkü o, haddi aşanlardan bir zorba idi. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Andolsun ki biz İsrailoğullarını o aşağılayıcı azabdan kurtardık. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Celâlım hakkı için, Beni İsraîli kurtarmıştık: o ihanetli azâbdan |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | 30,31. Andolsun ki biz İsrâîl oğullarını o zillet verici azâbdan, Fir'avndan kurtardık. Hakıykat o, haddi aşanlardan bir mütekebbirdi. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | 30,31. And olsun ki, İsrâiloğullarını o (pek) aşağılayıcı azabdan, Fir'avun'dan kurtardık. Çünki o üstünlük taslayan bir kimse idi, haddi aşanlardandı. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Gerçekten İsraîloğullarını kurtarmıştık o zilletli azabdan: |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Andolsun ki, İsrailoğullarını o ihanetli azabtan kurtarmıştık. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Böylece İsrailoğullarını o aşağılayıcı azaptan kurtarmış olduk. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | We did deliver aforetime the Children of Israel from humiliating Punishment, |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Duhân Sûresi 30. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...