# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَنَعْمَةٍ كَانُوا ف۪يهَا فَاكِه۪ينَۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve na’metin kânû fîhâ fâkihîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Zevk u safâsını sürdükleri daha nice nimetler... |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 25, 26, 27. Onlar geride nice bahçeler, pınarlar, ekinler, güzel konaklar, zevk ve sefasını sürdükleri nice nimetler bırakmışlardı. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 25,26,27. Orada nice bahçeler, pınarlar, ekinler, güzel konaklar, eğlenip durdukları nimetler bırakmışlardı. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Zevk ve sefasını sürdükleri nice nimetler! |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ve içinde eğlenip durdukları nice nimetler ve refah! |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve içinde zevk sürdükleri ne ni'met ve refah |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | 25,26,27. Onlar bağlardan, pınarlardan, ekinlerden (süslü mahfellerden, güzel konaklardan, içinde nâz ve naıym ile yaşadıkları ihtişam (lar) dan neler, (nice şeyler) bırakdılar. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | 25,26,27. (Onlar geride) nice bahçeler, pınarlar, ekinler, güzel mekânlar ve içinde zevk ü sefâ sürmüş kimseler oldukları nice ni'metler bırakmışlardı! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | İçinde zevk sürdükleri ne nimet ve refah... |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve içinde zevk ile müstefit oldukları nîmetten. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Safâsını sürdükleri nimetler... |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And wealth (and conveniences of life), wherein they had taken such delight! |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Duhân Sûresi 27. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
YAPMAKTA OLDUĞU İYİLİĞİ DEVAM ETTİRMEKLE İLGİLİ ÂYETLER “Bir toplum inanç ve davranışlarını değiştirmedikçe, Allah da onların durumunu değiştirme ...
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...