# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | يَلْبَسُونَ مِنْ سُنْدُسٍ وَاِسْتَبْرَقٍ مُتَقَابِل۪ينَۚ | |
Türkçe Okunuşu * | Yelbesûne min sundusin ve-istebrakin mutekâbilîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | İnce ipekten ve parlak atlastan elbiseler giyinir, karşılıklı otururlar. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 51, 52, 53. Müttakîler ise hakikaten güvenilir bir makamdadırlar. Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. İnce ipekten ve parlak atlastan giyerek karşılıklı otururlar. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | İnce ipekten ve parlak atlastan giyinerek karşılıklı otururlar. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | İnce ipekten ve parlak atlastan elbiseler giyinerek karşılıklı otururlar. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Onlar ince ipekten ve parlak atlastan elbiseler giyerek karşılıklı olarak otururlar. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Sündüs ve istebraktan elbiseler giyerek karşı karşıya |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | İnce, nâzik ve kalın (altın işlemeli) ipeklerden, atlaslardan giyecekler, karşı karşıya (gelerek mahabbet edecekler) dir. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | İnce ipekten ve kalın ipekten (elbiseler) giyerek karşılıklı oturanlardır. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Sündüs ve İstebrak'dan (ibaret işlemeli ve kalın) elbiseler giyerek karşı karşıya gelirler. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Karşı karşıya oldukları halde atlastan, parlak ipekten (libaslar) giyineceklerdir. |
11. | Ümit Şimşek Meali | İnce ipekten ve parlak atlastan elbiseler giyinir, karşılıklı otururlar. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Dressed in fine silk and in rich brocade, they will face each other; |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Duhân Sûresi 53. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...
Müminûn suresinin 21. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 21. Ayet Arapça: ِ وَاِنَّ لَكُمْ فِي الْاَنْعَامِ لَعِبْرَةًۜ نُسْق۪يكُمْ مِمَّا ف۪ي ...