# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | كَذٰلِكَ۠ وَاَوْرَثْنَاهَا قَوْمًا اٰخَر۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Keżâlik(e)(s) ve evraśnâhâ kavmen âḣarîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Zâlimlerin sonu işte böyle oldu. Biz de bütün bu nimetlere başka bir toplumu mirasçı kıldık. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | İşte böylece biz de onları başka bir topluma miras bıraktık. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Bu böyledir; onları başka bir millete miras bıraktık. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | İşte böyle! Onları başka bir topluma miras bıraktık. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | İşte böylece biz onları başka bir kavme miras bıraktık. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Evet öyle ve hep onları başka bir kavma miras kıldık |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | İşte (emir) böyledir. Biz (bütün) bunları başka başka kavmler) e mîras verdik. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | İşte böyle! Artık onları, başka bir kavme (İsrâiloğullarına) mîras bıraktık. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | İşte bize isyan edenlere böyle yaparız. Onların mülklerini başka bir kavme miras bıraktık. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | İşte böyle oldu, ve onları başkalar olan bir kavmi miras kıldık. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Bütün bunlara Biz başka bir halkı vâris yaptık. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Thus (was their end)! And We made other people inherit (those things)! |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Duhân Sûresi 28. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...