# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | يَوْمَ نَبْطِشُ الْبَطْشَةَ الْكُبْرٰىۚ اِنَّا مُنْتَقِمُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Yevme nebtişu-lbatşete-lkubrâ innâ muntekimûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onlar inkâra dönünce, o büyük ve karşı konulamaz çarpışla onları amansız bir şekilde yakalayacağımız gün, onlardan kesinlikle intikamımızı almış oluruz. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Fakat biz büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün, kesinlikle intikamımızı alırız. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Onları çarptıkça çarpacağımız gün öcümüzü şüphesiz alırız. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Onları o en şiddetli yakalayışla yakalayacağımız günü hatırla. Şüphesiz biz öcümüzü alırız. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Biz o büyük şiddetle çarptığımız gün mutlaka intikamımızı alırız. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Amma o büyük satvetle sıkıvereceğimiz gün her halde biz intikam alacağız |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Çok büyük bir şiddet ve satvetle (kendilerini) çarpacağımız gün muhakkak ki biz (onlardan) intikaam alıcılarız. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Fakat) o pek büyük şiddetli tutuşla (kendilerini) yakalayacağımız gün, muhakkak biz, (onlardan) intikam alıcılarız. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Kıyamette veya Bedir'de onları) büyük bir şiddetle kavrıyacağımız gün, şüphesiz biz intikam alırız. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Pek şiddetli, satvetli bir tutuşla tutacağımız gün şüphe yok ki, Biz intikam alıcılarız. |
11. | Ümit Şimşek Meali | O büyük çarpışla onları yakaladığımız gün intikam almış oluruz. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | One day We shall seize you with a mighty onslaught: We will indeed (then) exact Retribution! |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Duhân Sûresi 16. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...
Müminûn suresinin 21. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 21. Ayet Arapça: ِ وَاِنَّ لَكُمْ فِي الْاَنْعَامِ لَعِبْرَةًۜ نُسْق۪يكُمْ مِمَّا ف۪ي ...