# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَاِنّ۪ي عُذْتُ بِرَبّ۪ي وَرَبِّكُمْ اَنْ تَرْجُمُونِۘ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve-innî ‘użtu birabbî ve rabbikum en tercumûn(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | “Beni taşa tutup öldürmek için girişebileceğiniz her teşebbüsten, benim de Rabbim sizin de Rabbiniz olan Allah’a sığınırım.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Ben, beni taşlamanızdan, benim ve sizin Rabbiniz olan Allah'a sığındım. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | "Beni taşlamanızdan ötürü, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a sığındım." |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “Şüphesiz ki ben, beni taşlamanızdan, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a sığındım.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Gerçekten ben, beni taşlamanızdan dolayı benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a sığındım. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve haberiniz olsun ki ben sizin beni recminizden rabbım ve rabbınıza sığınmışımdır |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Şübhesiz ki ben, beni taşlamanızdan, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz (olan Allah) a sığındım». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Ve (şöyle dedi:) “Şübhesiz ki ben, beni taşla(yarak öldür)menizden, benim de Rabbim sizin de Rabbiniz olan (Allah')a sığınmışımdır.” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Biliniz ki, ben, sizin beni taşlamanızdan (döğüp öldürmenizden) Rabbime ve Rabbinize sığınırım. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Ve şüphe yok ki ben, beni taşlamanızdan Rabbime ve Rabbinize iltica etmişimdir.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Beni taşlamanıza karşı da Rabbim ve Rabbiniz olan Allah'a sığındım. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "For me, I have sought safety with my Lord and your Lord, against your injuring me. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Duhân Sûresi 20. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...