# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَاَنْ لَا تَعْلُوا عَلَى اللّٰهِۚ اِنّ۪ٓي اٰت۪يكُمْ بِسُلْطَانٍ مُب۪ينٍۚ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve-en lâ ta’lû ‘ala(A)llâh(i)(s) innî âtîkum bisultânin mubîn(in) | |
1. | Ömer Çelik Meali | “Allah’a karşı büyüklük taslamayın. Çünkü ben size, doğruluğumu ortaya çıkaracak apaçık bir mûcize de getirdim.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Allah'a karşı ululuk taslamayın. Çünkü ben size apaçık bir delil getiriyorum. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | "Allah'a karşı üstün gelmeye kalkışmayın; doğrusu ben size apaçık bir delil getirdim." |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “Allah’a karşı ululuk taslamayın. Çünkü ben size apaçık bir delil (mucize) getiriyorum.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Allah'a karşı üstünlük taslamayın. Şüphesiz ki ben size apaçık bir delil getiriyorum. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve Allaha karşı baş kaldırmayın, çünkü ben size açık bir bürhan ile geliyorum |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Ve Allaha karşı yücelik taslamayın. Zira ben size apaçık bir bürhan getiriyorum» diye (söylemişdi). |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Ve (Mûsâ onlara:) “Allah'a karşı üstünlük taslamayın! Çünki ben size apaçık bir delil (mu'cize) getiriyorum” diye (da'vette bulundu). |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Ve Allah'a karşı baş kaldırmayın; çünkü ben size açık bir bürhanla (peygamberliğime delâlet eden mucizelerle) geliyorum. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Ve Allah'a karşı yücelikte bulunmayın. Muhakkak ki, ben size bir apaçık hüccet ile geliyorum.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Allah'a karşı büyüklük taslamayın. Ben size apaçık bir delil getirdim. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "And be not arrogant as against Allah. for I come to you with authority manifest. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Duhân Sûresi 19. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...