# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِنْ تَحْرِصْ عَلٰى هُدٰيهُمْ فَاِنَّ اللّٰهَ لَا يَهْد۪ي مَنْ يُضِلُّ وَمَا لَهُمْ مِنْ نَاصِر۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | İn tahris ‘alâ hudâhum fe-inna(A)llâhe lâ yehdî men yudil(lu)(s) vemâ lehum min nâsirîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Sen onların doğru yola gelmelerini ne kadar çok istesen de, Allah sapmalarına fırsat verdiği kimselere doğru yolu göstermez. Onlar için bir yardımcı da bulunmaz. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | (Resûlüm!) Sen, onların hidayete ermelerine çok düşkünlük göstersen de bil ki Allah, saptırdığı kimseyi (dilemezse) hidayete erdirmez. Onların yardımcıları da yoktur. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Onların doğru yolda olmalarına ne kadar özensen, yine de Allah, saptırdığını doğru yola iletmez. Onların yardımcıları da olmaz. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Sen onların doğru yola erişmelerine aşırı istek göstersen de şüphesiz Allah saptırdığı kimseyi doğru yola iletmez. Onların yardımcıları da yoktur. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | (Ey Muhammed!) Sen o kâfirlerin hidayete ermelerini ne kadar istesen de Allah, saptırdığı kimseyi hidayete erdirmez. Onların hiçbir yardımcısı da yoktur. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Sen onların hidayet bulmalarına harîs isen her halde Allah dalâlette bırakacağı kimselere hidayet vermez, onların yardımcıları da yoktur |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Habîbim) sen onların hidâyet bulmalarına (ne kadar) hırs göstersen şübhe yok ki Allah dalâletde bırakacağı kimselere (bu) hidâyet (i) nasıyb etmez. Onların (azâblarını önleyecek) bir yardımcıları da yokdur. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Habîbim, yâ Muhammed!) Onların hidâyete ermelerine ne kadar hırs göstersen de, şübhesiz ki Allah, (hak ettiklerinden dolayı) dalâlete attığı kimseleri hidâyete erdirmez; onlar için hiçbir yardımcı da yoktur! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Ey Rasûlüm) sen, o kâfirlerin hidayet bulmalarına çok istekli isen (de çare yok), her halde Allah dalâlette bırakacağı kimselere hidayet vermez. Onların hiç bir yardımcısı da yoktur. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Sen onların hidâyet bulmalarına haris olsan da (faidesizdir). Çünkü Allah Teâlâ dalâlete düşürdüğüne hidâyet etmez ve onlar için yardımcılardan bir kimse de yoktur. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Sen onların hidayetlerine düşkün olsan da, Allah saptırdığına hidayet vermez; onların bir yardımcısı da olmaz. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | If thou art anxious for their guidance, yet Allah guideth not such as He leaves to stray.And there is none to help them. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Nahl Sûresi 37. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
İsra suresinin 66. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 66. Ayet Arapça: رَبُّكُمُ الَّذ۪ي يُزْج۪ي لَكُمُ الْفُلْكَ فِي الْبَحْرِ لِتَبْتَغُوا مِنْ ...
İsra suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 53. Ayet Arapça: وَقُلْ لِعِبَاد۪ي يَقُولُوا الَّت۪ي هِيَ اَحْسَنُۜ اِنَّ الشَّيْطَانَ يَنْ ...
İsra suresinin 44. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 44. Ayet Arapça: تُسَبِّحُ لَهُ السَّمٰوَاتُ السَّبْعُ وَالْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهِنَّۜ وَاِنْ ...
İsra suresinin 32. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 32. Ayet Arapça: وَلَا تَقْرَبُوا الزِّنٰٓى اِنَّهُ كَانَ فَاحِشَةًۜ وَسَٓاءَ سَب۪يلًا İs ...
İsra suresinin 23. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 23. Ayet Arapça: وَقَضٰى رَبُّكَ اَلَّا تَعْبُدُٓوا اِلَّٓا اِيَّاهُ وَبِالْوَالِدَيْنِ اِح ...
Hadîd sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 29 âyettir. İsmini, 25. âyette geçen ve “demir” mânasına gelen اَلْحَد۪يدُ (hadîd) kelimesinden alır. Mushaf t ...