# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | خَلَقَ الْاِنْسَانَ مِنْ نُطْفَةٍ فَاِذَا هُوَ خَص۪يمٌ مُب۪ينٌ | |
Türkçe Okunuşu * | Ḣaleka-l-insâne min nutfetin fe-iżâ huve ḣasîmun mubîn(un) | |
1. | Ömer Çelik Meali | O, insanı küçücük bir nutfeden yarattı. Ama insan, yaratıcısına karşı apaçık bir düşman kesilivermiştir. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | O, insanı bir damla sudan yarattı. Fakat bakarsın ki (insan) Rabbine apaçık bir hasım oluvermiştir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | İnsanı nutfeden yaratmıştır. Öyleyken o nasıl da açıkça karşı koymaktadır! |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | İnsanı nutfeden (bir damla sudan) yarattı. Böyle iken bakarsın ki o, Rabbine açık bir hasım kesilmiştir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | O, insanı bir meniden (spermadan) yarattı. Bir de bakarsın ki o, Rabbine karşı apaçık bir düşmandır. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | İnsanı bir nutfeden yarattı, bir de bakarsın o, natûk bir muhasım kesilmiştir |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | İnsanı bir damla sudan yaratdı O. (Böyle iken) bakarsın ki o, apaçık (yaman) bir hasım (kesilmiş) dir! |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | İnsanı bir nutfeden (hakir bir damla sudan süzülmüş hulâsadan) yarattı; bir de bakarsın ki o, apaçık bir mücâdeleci (kesilmiş)tir. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | İnsanı bir meniden yarattı. (Kemale erince) bir de bakarsın ki, o, apaçık bir mücadeleci olmuştur (çürümüş kemikleri kim diriltir? der). |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | İnsanı bir nutfeden yaratmıştır. Böyle iken, o, apaçık bir düşmandır. |
11. | Ümit Şimşek Meali | O, insanı da bir damla sudan yarattı; insan ise ona apaçık bir düşman kesiliverdi. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | He has created man from a sperm-drop; and behold this same (man) becomes an open disputer! |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Nahl Sûresi 4. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Furkân sûresinin 30. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Furkân Suresi 30. Ayet Arapça: وَقَالَ الرَّسُولُ يَا رَبِّ اِنَّ قَوْمِي اتَّخَذُوا هٰذ ...
Allah, inkâr edenlere Nûh’un karısı ile Lût’un karısını örnek verir. Her ikisi de, kullarımızdan iki sâlih kişinin nikâhları altında idiler, fakat o ...
Furkân sûresi 15-16. âyetlerinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Furkân Suresi 15-16. Ayetlerinin Arapçası: قُلْ اَذٰلِكَ خَيْرٌ اَمْ جَنَّةُ الْخُلْدِ ا ...
Furkân sûresinin 6. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Furkân Suresi 6. Ayet Arapça: قُلْ اَنْزَلَهُ الَّذ۪ي يَعْلَمُ السِّرَّ فِي السَّمٰوَاتِ ...
Nûr sûresinin 64. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 64. Ayet Arapça: اَلَٓا اِنَّ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قَدْ يَع ...
Nûr sûresinin 61. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 61. Ayet Arapça: فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيّ ...