# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَيَجْعَلُونَ لِمَا لَا يَعْلَمُونَ نَص۪يبًا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْۜ تَاللّٰهِ لَتُسْـَٔلُنَّ عَمَّا كُنْتُمْ تَفْتَرُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Veyec’alûne limâ lâ ya’lemûne nasîben mimmâ razeknâhum(k) ta(A)llâhi letus-elunne ‘ammâ kuntum tefterûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Müşrikler, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gerçek yüzlerini bilmedikleri şeylere de bir pay ayırıyorlar. Allah’a yemin olsun ki, uydurduğunuz bu yalan ve iftiranın hesabını mutlaka vereceksiniz! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Bir de kendilerine rızık olarak verdiklerimizden, mahiyetini bilmedikleri şeylere (putlara) pay ayırıyorlar. Allah'a andolsun ki, iftira etmekte olduğunuz şeylerden mutlaka sorguya çekileceksiniz! |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Kendilerine verdiğimiz rızıktan, onların ne olduğunu bilmeyen putlara pay ayırırlar. Allah'a and olsun ki, uydurup durduğunuz şeylerden elbette sorguya çekileceksiniz. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Bir de kendilerine rızık olarak verdiklerimizden (mahiyetini) bilmedikleri şeylere (putlara) pay ayırıyorlar. Allah’a andolsun ki, uydurmakta olduğunuz şeylerden mutlaka sorguya çekileceksiniz. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Bir de müşrikler kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden tutuyorlar mahiyetini bilmedikleri şeylere (putlara) pay ayırıyorlar. Allah'a andolsun ki, siz bu yaptığınız iftiralardan mutlaka hesaba çekileceksiniz. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Bir de bizim kendilerine merzuk kıldığımız şeylerden tutuyorlar ılim şanından olmıyan nesnelere bir nasîb ayırıyorlar, tallahi siz bu yaptığınız iftiralardan mutlak mes'ul olacaksınız |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Kendilerine rızk olarak verdiğimizden onlar, o bilmezler, (o putlar) için hisse ayırırlar. Allaha andolsun ki düzmekde olduğunuz (bu iftiralar) dan elbette mes'ul olacaksınız. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Hem kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden, hiçbir şey bilmeyenlere (putlara) bir hisse ayırıyorlar. Allah'a yemîn olsun ki, bu iftirâ etmekte olduğunuz şeylerden mutlaka sorulacaksınız. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Bir de müşrikler, kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden (hayvanat ve ekinlerden) tutuyorlar da, hiç bir şey bilmiyen putlara hisse ayırıyorlar. Allah'a yemin olsun ki, siz, bu yaptığınız iftiralardan (putlar ilâhımızdır ve onların da bir hissesi vardır sözünden) mutlaka sorumlu tutulacaksınız. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve kendilerini merzûk ettiğimiz şeylerden bilmez nesneler için bir hisse ayırırlar. Allah'a kasem olsun ki, iftira eder olduğunuz şeyden dolayı elbette mes'ul olacaksınız. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Bir de, kendilerine verdiğimiz rızıktan, bilmedikleri şeylere pay ayırıyorlar. Allah'a and olsun ki bu uydurduklarınızın hesabını vereceksiniz. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And they (even) assign, to things they do not know, a portion out of that which We have bestowed for their sustenance! By Allah, ye shall certainly be called to account for your false inventions. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Nahl Sûresi 56. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kehf Suresinin 75. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 75. Ayeti Arapça: قَالَ اَلَمْ اَقُلْ لَكَ اِنَّكَ لَنْ تَسْتَط۪يعَ مَعِيَ صَبْرًا Kehf S ...
Kehf Suresinin 66-67. ayetlerinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 66-67. Ayetleri Arapça: قَالَ لَهُ مُوسٰى هَلْ اَتَّبِعُكَ عَلٰٓى اَنْ تُعَلِّمَنِ مِ ...
Kur’ân-ı Kerim, İslâm dininin kutsal kitabıdır. Kur’an okumanın gerekliliği ve fazileti üzerinde sıkça durulur. Kur’an’ın bazı yerlerde kendini “zikr ...
Kehf Suresinin 54. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 54. Ayet Arapça: وَلَقَدْ صَرَّفْنَا ف۪ي هٰذَا الْقُرْاٰنِ لِلنَّاسِ مِنْ كُلِّ مَثَلٍۜ وَك ...
Kehf Suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 46. Ayet Arapça: اَلْمَالُ وَالْبَنُونَ ز۪ينَةُ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَاۚ وَالْبَاقِيَاتُ الصّ ...
Kehf Suresinin 45. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 45. Ayet Arapça: وَاضْرِبْ لَهُمْ مَثَلَ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا كَمَٓاءٍ اَنْزَلْنَاهُ مِنَ ...