# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اَمْوَاتٌ غَيْرُ اَحْيَٓاءٍۚ وَمَا يَشْعُرُونَۙ اَيَّانَ يُبْعَثُونَ۟ | |
Türkçe Okunuşu * | Emvâtun ġayru ahyâ-/(in)(s) vemâ yeş’urûne eyyâne yub’aśûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onlar diri değil, ölüdürler. Kendilerine tapanların ne zaman diriltileceklerini de bilmezler. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Onlar diriler değil, ölülerdir. Ne zaman diriltileceklerini de bilmezler. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Onlar cansız, ölüdürler. Ne zaman dirileceklerini de bilemezler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Onlar, diri olmayan cansız varlıklardır! Ne zaman dirileceklerinin de şuuruna varamazlar. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | O putlar, hep ölüdürler, diri değildirler ve insanların öldükten sonra ne zaman dirileceklerini de bilmezler. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Hep ölüdürler, bizzat hayy değildirler ne zaman ba'solunacaklarına da şuurları yoktur |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Onlar) diriler değil, ölülerdir. Ne zaman dirileceklerine şuurları da yokdur. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Onlar) ölüdürler, diri değildirler! (Kendilerinin ve kendilerine tapanların) ne zaman diriltileceklerini de bilmezler. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | O putlar hep ölüdürler, diri değildirler ve insanların öldükten sonra ne zaman dirileceklerini de bilmezler. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | (Onlar) Ölülerdir, diriler değildirler ve ne zaman (nâsın) diriltileceklerini de anlayamazlar. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onlar diri de değil, ölüdürler. Kendilerine tapanların ne zaman diriltileceklerinden ise haberleri bile yoktur. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | (They are things) dead, lifeless: nor do they know when they will be raised up. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Nahl Sûresi 21. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
YAPMAKTA OLDUĞU İYİLİĞİ DEVAM ETTİRMEKLE İLGİLİ ÂYETLER “Bir toplum inanç ve davranışlarını değiştirmedikçe, Allah da onların durumunu değiştirme ...
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...