# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَاَصَابَهُمْ سَيِّـَٔاتُ مَا عَمِلُوا وَحَاقَ بِهِمْ مَا كَانُوا بِه۪ يَسْتَهْزِؤُ۫نَ۟ | |
Türkçe Okunuşu * | Feesâbehum seyyi-âtu mâ ‘amilû vehâka bihim mâ kânû bihi yestehzi-ûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Sonunda yaptıkları kötülüklerin cezası başlarına geldi ve sürekli alay edip durdukları gerçek onları dört bir yandan kuşatıverdi. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Sonunda yaptıklarının cezası onlara ulaştı ve alay etmekte oldukları şey onları çepeçevre kuşatıverdi. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Bu yüzden, işledikleri kötülüklere uğradılar ve alay ettikleri şey onları kuşattı. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Bu sebeple işledikleri kötülüklerin cezası onlara ulaştı ve alay ettikleri şey kendilerini kuşattı. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Bunun için, sonunda yaptıklarının cezası başlarına felaket oldu ve alay edip durdukları o azap, kendilerini kuşattı. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Onun için amellerinin fenalıkları başlarına musîbet oldu ve istihza ettikleri şey kendilerini sarıverdi |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Onun için yapdıklarının cezası onları çarpmış, istihza edegeldikleri (hakıykat) çepçevre kendilerini kuşatıvermişdir. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Sonunda yaptıklarının cezâsı onlara isâbet etti ve kendisiyle alay eder oldukları şey onları kuşatıverdi. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Bunun için, yaptıkları fena işlerin cezası, başlarına felâket oldu ve alay edip durdukları o azab, kendilerini kuşatıverdi. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Artık onlara yapar oldukları şeylerin kötülükleri dokundu ve onları kendisiyle istihzâ eder oldukları şey sarıverdi. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Yaptıkları şeyin kötülüğü başlarına geldi, alay ettikleri şey de onları kuşatıverdi. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | But the evil results of their deeds overtook them, and that very (Wrath) at which they had scoffed hemmed them in. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Nahl Sûresi 34. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Nûr sûresinin 33. âyetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 33. Ayet Arapça: وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتّٰى يُ ...
Tahrîm sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 12 âyettir. “Tahrîm”, “haram kılmak” demektir. Birinci âyette Resûlullah (s.a.s.)’in, bazı helâl gıdaları, geç ...
Nûr sûresi 30-31. ayetlerde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 30-31. Ayetler Arapça: قُلْ لِلْمُؤْمِن۪ينَ يَغُضُّوا مِنْ اَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظ ...
"Şunu iyi bilin ki, Allah dostlarına hiçbir korku yoktur ve onlar asla üzülmeyeceklerdir. Onlar hakkıyla iman etmişlerdir ve Allah’a karşı gelmekte ...
Nûr sûresinin 23. âyetinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 23. Ayet Arapça: اِنَّ الَّذ۪ينَ يَرْمُونَ الْمُحْصَنَاتِ الْغَافِلَاتِ الْمُ ...
Nûr sûresinin 19. âyetinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 19. Ayet Arapça: اِنَّ الَّذ۪ينَ يُحِبُّونَ اَنْ تَش۪يعَ الْفَاحِشَةُ فِي الّ ...