# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَاٰتَيْنَاهُ فِي الدُّنْيَا حَسَنَةًۜ وَاِنَّهُ فِي الْاٰخِرَةِ لَمِنَ الصَّالِح۪ينَۜ | |
Türkçe Okunuşu * | Veâteynâhu fî-ddunyâ hasene(ten)(s) ve-innehu fî-l-âḣirati lemine-ssâlihîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Biz İbrâhim’e dünyada iyilik ve güzellik verdik. Elbette o, âhirette de sâlih kullar arasında olacaktır. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Ona dünyada güzellik verdik. Muhakkak ki o, ahirette de sâlihlerdendir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Dünyada ona güzellik verdik, ahirette de o mutlaka barışsever iyiler arasında yer alacaktır. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Ona dünyada iyilik verdik. Şüphesiz o, ahirette de salihlerdendir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ve biz ona (İbrahim'e) iyilik verdik. Şüphesiz ki o, ahirette de salihlerdendir. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve biz ona hem Dünyada bir hasene verdik, hem de şüphesiz ki o Âhırette elbette salihînden |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Biz ona dünyâda bir güzellik (iyi bir hal ve mevki) vermişdik. Şübhesiz ki o, âhıretde de mutlakaa saalihlerdendir. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Ona dünyada da iyilik verdik. Şübhesiz ki o, âhirette de elbette sâlih kimselerdendir. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Biz, dünyada ona güzel bir anılış verdik (her din sahibi onu sever ve iyilikle anar). Muhakkak ki, o ahirette sâlihlerdendir (Allah'ın öz kullarındandır). |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve Biz O'na dünyada bir güzellik verdik ve şüphe yok ki, o ahirette elbette sâlihlerdendir. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Ona dünyada da bir güzellik verdik. Âhirette ise, o, hiç kuşkusuz, iyi ve hayırlı kullardandır. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And We gave him Good in this world, and he will be, in the Hereafter, in the ranks of the Righteous. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Nahl Sûresi 122. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...
Müminûn suresinin 21. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 21. Ayet Arapça: ِ وَاِنَّ لَكُمْ فِي الْاَنْعَامِ لَعِبْرَةًۜ نُسْق۪يكُمْ مِمَّا ف۪ي ...