# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | شَاكِرًا لِاَنْعُمِهِۜ اِجْتَبٰيهُ وَهَدٰيهُ اِلٰى صِرَاطٍ مُسْتَق۪يمٍ | |
Türkçe Okunuşu * | şâkiran li-en’umih(i)(c) ictebâhu vehedâhu ilâ sirâtin mustekîm(in) | |
1. | Ömer Çelik Meali | O, Allah’ın nimetlerine dâimâ şükrederdi. Allah da onu seçti ve her bakımdan onu doğru bir yola iletti. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Allah'ın nimetlerine şükrediciydi. Çünkü Allah, onu seçmiş ve doğru yola iletmişti. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Rabbinin nimetlerine şükrederdi; Rabbi de onu seçti ve doğru yola eriştirdi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | O’nun nimetlerine şükreden bir önderdi. Allah, onu seçmiş ve doğru yola iletmişti. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Allah'ın nimetlerine şükredendi. Allah onu seçmiş ve doğru yola iletmişti. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Onun ni'metlerine şâkir idi, o onu seçmiş ve doğru bir yola hidayet buyurmuştu |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | O, (Allahın) ni'metlerine şükredendi. (Allah) onu beğenib seçmiş, kendisini doğru bir yola iletmîşdi. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | O'nun ni'metlerine şükrediciydi. (Allah da) onu (peygamberliğe) seçmiş ve onu dosdoğru bir yola hidâyet etmişti. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Allah'ın nimetlerine şükredendi. Allah da onu seçmiş, doğru bir yola iletmişti. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | O'nun nîmetlerine şükredici idi. (Cenâbı Hak da) O'nu mümtaz kıldı. Ve O'nu dosdoğru bir yola hidâyet buyurdu. |
11. | Ümit Şimşek Meali | O, Allah'ın nimetlerine şükredici idi. Allah da onu seçkin kıldı ve dosdoğru bir yola iletti. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | He showed his gratitude for the favours of Allah, who chose him, and guided him to a Straight Way. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Nahl Sûresi 121. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...