# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَاِنْ تَوَلَّوْا فَاِنَّمَا عَلَيْكَ الْبَلَاغُ الْمُب۪ينُ | |
Türkçe Okunuşu * | Fe-in tevellev fe-innemâ ‘aleyke-lbelâġu-lmubîn(u) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Rasûlüm! Bütün bu nimetlere rağmen yine de yüz çevirirlerse, artık sana düşen, gerçeği apaçık bir şekilde anlatmandır. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | (Ey Resûlüm!) Yine de yüz çevirirlerse, artık sana düşen ancak açık bir tebliğden ibarettir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Eğer yüz çevirirlerse, sana düşenin sadece açıkça tebliğ olduğunu bil. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Ey Muhammed! Eğer yüz çevirirlerse, artık sana düşen açık bir tebliğden ibarettir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Buna rağmen eğer yüz çevirirlerse, ey Muhammed! Artık sana düşen sadece açık bir şekilde tebliğden ibarettir. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Buna karşı eğer yüz çevirirlerse artık senin üzerine düşen ancak tebliği beliğdir |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Eğer yine yüz çevirirlerse artık senin üzerine düşen ancak apaçık bir tebliğden ibâretdir. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Habîbim, yâ Muhammed!) Buna rağmen eğer yüz çevirirlerse, artık sana düşen ancak apaçık bir tebliğdir. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Eğer buna karşı yine yüz çevirirlerse (islâmı kabul etmezlerse), ey Rasûlüm, senin üzerine düşen ancak açık bir tebliğdir. (Bu âyet-i kerime kıtal âyetinden önce nâzil olmuştur). |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Eğer onlar yine yüz çevirirlerse artık senin üzerine olan, apaçık bir tebliğden ibarettir. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Eğer yüz çevirirlerse, zaten sana düşen açıkça tebliğ etmekten ibarettir. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | But if they turn away, thy duty is only to preach the clear Message. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Nahl Sûresi 82. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kehf Suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 46. Ayet Arapça: اَلْمَالُ وَالْبَنُونَ ز۪ينَةُ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَاۚ وَالْبَاقِيَاتُ الصّ ...
Kehf Suresinin 45. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 45. Ayet Arapça: وَاضْرِبْ لَهُمْ مَثَلَ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا كَمَٓاءٍ اَنْزَلْنَاهُ مِنَ ...
Kehf Suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 29. Ayet Arapça: وَقُلِ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكُمْ فَمَنْ شَٓاءَ فَلْيُؤْمِنْ وَمَنْ شَٓاءَ فَ ...
Kehf Suresinin 23-24. ayetlerinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 23-24. Ayet Arapça: وَلَا تَقُولَنَّ لِشَا۬يْءٍ اِنّ۪ي فَاعِلٌ ذٰلِكَ غَدًاۙ اِلَّٓا ...
Kehf Suresinin 17. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 17. Ayet Arapça: مَنْ يَهْدِ اللّٰهُ فَهُوَ الْمُهْتَدِۚ وَمَنْ يُضْلِلْ فَلَنْ تَجِدَ لَهُ ...
Kehf Suresinin 7. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresinin 7. Ayet Arapça: اِنَّا جَعَلْنَا مَا عَلَى الْاَرْضِ ز۪ينَةً لَهَا لِنَبْلُوَهُمْ اَيُّهُ ...