# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَاِنَّهُمْ لَيَصُدُّونَهُمْ عَنِ السَّب۪يلِ وَيَحْسَبُونَ اَنَّهُمْ مُهْتَدُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve-innehum leyesuddûnehum ‘ani-ssebîli ve yahsebûne ennehum muhtedûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Bu şeytanlar onları Allah’a giden yoldan çıkarırlar; onlar ise hâlâ kendilerini doğru yolun üzerinde sanırlar. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Şüphesiz bu şeytanlar onları doğru yoldan alıkoyarlar da onlar, kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Şüphesiz onlar bunları yoldan alıkorlar, bunlar da doğru yola eriştiklerini sanırlar. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Şüphesiz bu şeytanlar onları doğru yoldan saptırırlar. Onlar ise doğru yolda olduklarını sanırlar. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Şüphesiz ki bu şeytanlar onları yoldan çıkarırlar. Onlar da kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve her halde onlar onları yoldan çıkarırlar, onlar ise onları doğru sanırlar |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Şübhesiz ki bunlar onları yoldan çıkarırlar. Onlar da kendi lerinin hidâyete erdirilmiş olduklarını sanırlar. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Hâlbuki şübhesiz onlar (o şeytanlar), bunları mutlaka (doğru) yoldan çıkarırlar da,(o kâfirler) gerçekten kendilerinin hidâyete erdirilmiş kimseler olduklarını sanırlar. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Muhakkak ki bu şeytanlar, onları yoldan çıkarırlar. Onlar da kendilerinin hidayete erdirildiklerini sanırlar. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve şüphe yok ki, bunlar, onları herhalde doğru yoldan çıkarırlar. Ve onlar da zannederler ki, kendileri şüphe yok hidâyete erdirilmişlerdir. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Şeytanlar onları yoldan çıkarır; onlar ise kendilerini doğru yolda bilirler. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Such (evil ones) really hinder them from the Path, but they think that they are being guided aright! |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Zuhruf Sûresi 37. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Nûr sûresinin 64. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 64. Ayet Arapça: اَلَٓا اِنَّ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قَدْ يَع ...
Nûr sûresinin 61. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 61. Ayet Arapça: فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيّ ...
Nûr sûresinin 56. âyetinde Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 56. Ayet Arapça: وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا الرّ ...
Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...
Nûr sûresinin 33. âyetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 33. Ayet Arapça: وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتّٰى يُ ...