# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَلَا يَصُدَّنَّكُمُ الشَّيْطَانُۚ اِنَّهُ لَكُمْ عَدُوٌّ مُب۪ينٌ | |
Türkçe Okunuşu * | Velâ yesuddennekumu-şşeytân(u)(s) innehu lekum ‘aduvvun mubîn(un) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Şeytan sizi doğru yoldan çevirmesin. Çünkü o, sizin apaçık düşmanınızdır. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Sakın şeytan sizi yoldan çevirmesin. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Sakın şeytan sizi bu yoldan alıkoymasın; şüphesiz o size apaçık bir düşmandır. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Sakın şeytan sizi yoldan çevirmesin. Çünkü o, size apaçık bir düşmandır. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Sakın şeytan sizi doğru yoldan alıkoymasın. Gerçekten o sizin için apaçık bir düşmandır. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve sakın sizi Şeytan çelmesin, çünkü o size belli bir düşmandır |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Sakın sizi şeytan çevirmesin. Çünkü o, hakıykat sizin aşikâr bir düşmanınızdır. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Ve sakın, şeytan sizi (îmandan) çevirmesin! Çünki o, size apaçık bir düşmandır. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Sakın sizi Şeytan (şeriatime uymaktan) çevirmesin. Muhakkak ki o, size açık bir düşmandır. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve sakın sizi seytan men eylemesin. Şüphe yok ki o, sizin için apaçık bir düşmandır. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Şeytan sizi doğru yoldan alıkoymasın; o sizin apaçık düşmanınızdır. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Let not the Evil One hinder you: for he is to you an enemy avowed. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Zuhruf Sûresi 62. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
YAPMAKTA OLDUĞU İYİLİĞİ DEVAM ETTİRMEKLE İLGİLİ ÂYETLER “Bir toplum inanç ve davranışlarını değiştirmedikçe, Allah da onların durumunu değiştirme ...
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...