# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَجَعَلْنَاهُمْ سَلَفًا وَمَثَلًا لِلْاٰخِر۪ينَ۟ | |
Türkçe Okunuşu * | Fece’alnâhum selefen ve meśelen lil-âḣirîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Bu şekilde onları azaba uğramada diğer kâfirlerin önüne geçecek öncü bir gürûh, sonra gelecek nesiller için de ibret verici bir misâl kıldık! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Onları, sonradan gelenlerin geçmişi ve bir ibret örneği kıldık. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Onları, sonradan gelecek inkarcılara ibret alınacak bir geçmiş kıldık. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Onları, sonradan gelecek inkârcılara, geçmiş bir ibret ve bir örnek kıldık. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Onları sonradan gelecekler için ibret ve örnek kıldık. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Gark ediverdik de onları sonrakiler için hem bir selef hem bir mesel kıldık |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Bu vech ile onları sonra (gelen ümmet) ler için (ibret verici) bir geçmiş ve misâl yapdık. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Böylece onları, sonrakiler için (ders alınacak) bir geçmiş ve bir misâl kıldık. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Böylece onları, sonrakiler için hem bir örnek, hem de bir ibret yaptık. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Artık onları sonrakiler için de bir geçmiş bir ibret kıldık. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Ve onları daha sonrakiler için gelip geçmiş bir ibret nümunesi yaptık. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And We made them (a people) of the Past and an Example to later ages. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Zuhruf Sûresi 56. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Enbiya suresinin 34. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 34. Ayet Arapça: وَمَا جَعَلْنَا لِبَشَرٍ مِنْ قَبْلِكَ الْخُلْدَۜ اَفَا۬ئِنْ مِتَّ فَه ...
"Gerçekten biz Âdemoğullarını şerefli kıldık, onlara karada ve denizde kendilerini taşıyacak vasıtalar lutfettik, onları temiz ve hoş nimetlerle rız ...
Enbiya suresinin 22. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 22. Ayet Arapça: لَوْ كَانَ ف۪يهِمَٓا اٰلِهَةٌ اِلَّا اللّٰهُ لَفَسَدَتَاۚ فَسُبْحَانَ ...
Enbiya suresinin 7. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 7. Ayet Arapça: وَمَٓا اَرْسَلْنَا قَبْلَكَ اِلَّا رِجَالًا نُوح۪ٓي اِلَيْهِمْ فَسْـَٔلُ ...
Taha suresinin 132. ayetinde şöyle buyrulur: Taha Suresi 132. Ayet Arapça: وَأْمُرْ اَهْلَكَ بِالصَّلٰوةِ وَاصْطَبِرْ عَلَيْهَاۜ لَا نَسْـَٔلُكَ رِ ...
"Kad efleha-l muminûn. (Mü’minler, gerçekten kurtuluşa ermişlerdir.)" - Mü'minûn Sûresi 1. Ayet "Onlar namazlarında tam bir tevazu, teslimiyet ve ...