# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قَالَ اَوَلَوْ جِئْتُكُمْ بِاَهْدٰى مِمَّا وَجَدْتُمْ عَلَيْهِ اٰبَٓاءَكُمْۜ قَالُٓوا اِنَّا بِمَٓا اُرْسِلْتُمْ بِه۪ كَافِرُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Kâle eve lev ci/tukum bi-ehdâ mimmâ vecedtum ‘aleyhi âbâekum(s) kâlû innâ bimâ ursiltum bihi kâfirûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Peygamberleri, “Ya ben size atalarınızı üzerinde bulduğunuz şeyden daha doğrusunu getirmişsem yine onların izine uyacak mısınız?” deyince onlar: “Biz sizin getirdiğiniz şeyleri peşinen ret ve inkâr ediyoruz” diye karşılık verdiler. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Ben size, babalarınızı üzerinde bulduğunuz (din)den daha doğrusunu getirmişsem (yine mi bana uymazsınız)? deyince, dediler ki: Doğrusu biz sizinle gönderilen şeyi inkâr ediyoruz. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Gönderilen uyarıcı: "Eğer size, babalarınızı üzerinde bulduğunuz dinden daha doğrusunu getirmiş isem de mi bana uymazsınız?" dedi. Onlar: "Doğrusu sizinle gönderilen şeyi inkar ediyoruz" dediler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | (Gönderilen uyarıcı,) “Ben size, babalarınızı üzerinde bulduğunuz dinden daha doğrusunu getirmiş olsam da mı?” dedi. Onlar, “Biz kesinlikle sizinle gönderilen şeyi inkâr ediyoruz” dediler. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Gönderilen uyarıcı; "Eğer size babalarınızı üzerinde bulduğunuz dinden daha doğrusunu getirmişsem de mi bana uymazsınız?" deyince, onlar: "Gerçekten biz sizin tebliğ için gönderildiğiniz şeyi tanımıyoruz." dediler. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ya, dedi: size atalarınızı üzerinde bulunduğunuzdan daha doğrusunu getirdimse de mi? Ha! dediler: biz o sizin gönderildiğiniz şeylere inanmıyoruz |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (O peygamberlerden her biri şöyle) dedi: «Ben, atalarınızı üstünde bulunduğunuzdan daha doğrusunu size getirdimse de mi»? Onlar da «Biz, dediler, o sizin gönderildiğiniz şeylere (doğru da olsa) küfr edicileriz». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Peygamberleri onlara:) “(Ben) size, atalarınızı üzerinde bulduğunuz şeyden daha doğrusunu getirmiş olsam da mı?” dedi. (Onlar:) “Doğrusu biz, kendisiyle gönderildiğiniz şeyi inkâr edicileriz” dediler. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Her peygamber de ümmetine şöyle) demişti: “Atalarınızı, üzerinde bulduğunuz dinden daha doğrusunu size getirdimse de mi? (bunu kabul etmiyeceksiniz?)” Onlar da dediler ki: “- Biz, sizin peygamber olarak getirdiğiniz şeylere inanmıyoruz.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Dedi ki: «Ya size atalarınızı üzerinde bulduğunuz şeyden daha doğrusunu getirdimse de mi?» Dediler ki: «Şüphe yok biz, kendisiyle gönderilmiş olduğun şeyi inkâr edicileriz». |
11. | Ümit Şimşek Meali | Peygamberleri, “Ya ben size atalarınızdan gördüğünüz şeyden daha doğrusunu getirmişsem?” dedi. Onlar ise “Biz sizinle gönderileni inkâr ediyoruz” dediler. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | He said: "What! Even if I brought you better guidance than that which ye found your fathers following?" They said: "For us, we deny that ye (prophets) are sent (on a mission at all)." |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Zuhruf Sûresi 24. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kehf Suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 46. Ayet Arapça: اَلْمَالُ وَالْبَنُونَ ز۪ينَةُ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَاۚ وَالْبَاقِيَاتُ الصّ ...
Kehf Suresinin 45. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 45. Ayet Arapça: وَاضْرِبْ لَهُمْ مَثَلَ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا كَمَٓاءٍ اَنْزَلْنَاهُ مِنَ ...
Kehf Suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 29. Ayet Arapça: وَقُلِ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكُمْ فَمَنْ شَٓاءَ فَلْيُؤْمِنْ وَمَنْ شَٓاءَ فَ ...
Kehf Suresinin 23-24. ayetlerinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 23-24. Ayet Arapça: وَلَا تَقُولَنَّ لِشَا۬يْءٍ اِنّ۪ي فَاعِلٌ ذٰلِكَ غَدًاۙ اِلَّٓا ...
Kehf Suresinin 17. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 17. Ayet Arapça: مَنْ يَهْدِ اللّٰهُ فَهُوَ الْمُهْتَدِۚ وَمَنْ يُضْلِلْ فَلَنْ تَجِدَ لَهُ ...
Kehf Suresinin 7. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresinin 7. Ayet Arapça: اِنَّا جَعَلْنَا مَا عَلَى الْاَرْضِ ز۪ينَةً لَهَا لِنَبْلُوَهُمْ اَيُّهُ ...