# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَمَا ظَلَمْنَاهُمْ وَلٰكِنْ كَانُوا هُمُ الظَّالِم۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Vemâ zalemnâhum velâkin kânû humu-zzâlimîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Biz onlara asla haksızlık yapmadık; fakat onlar, kendi kendilerine zulmettiler. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Biz onlara zulmetmedik, fakat onlar kendileri zalim kimselerdir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Biz onlara zulmetmedik, ama onlar zalim kimselerdi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Biz onlara zulmetmedik. Fakat onlar, kendileri zâlim idiler. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Biz onlara zulmetmedik, fakat onlar kendileri zâlimler oldular. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve biz onlara zulmetmemişizdir ve lâkin kendileri zalim idiler |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Biz onlara zulmetmedik. Fakat onlar kendileri zaalimdiler. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Hâlbuki (biz) onlara zulmetmedik; fakat onlar (kendi nefislerine) zulmeden kimseler oldular. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Biz, onlara zulüm etmedik; fakat kendileri zalim idiler. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve Biz onlara zulmetmedik. Velâkin onlar zalimler oldular. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Biz onlara zulmetmedik ki! Onlar kendilerine yazık ettiler. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Nowise shall We be unjust to them: but it is they who have been unjust themselves. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Zuhruf Sûresi 76. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...