# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَاصْفَحْ عَنْهُمْ وَقُلْ سَلَامٌۜ فَسَوْفَ يَعْلَمُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Fasfah ‘anhum ve kul selâm(un)(c) fesevfe ya’lemûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Rasûlüm! Madem öyle, sen onların yaptıklarına aldırma ve: «Selâmetle; sizinle işimiz yok!» deyip yoluna devam et! Gün gelecek, elbette gerçeği bilecekler! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 88, 89. (Resûlullah'ın:) Yâ Rabbi! Bunlar, iman etmeyen bir kavimdir, demesine karşı Allah: Şimdilik sen onlardan yüz çevir ve size selam olsun de. Yakında bilecekler! buyurdu. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 88,89. Onlar hakkında: "Ey Rabbim! Bunlar inanmayan bir millettir" demesi üzerine Allah: "Onlardan geç, esenlik dile; yakında bileceklerdir" buyurdu. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Şimdilik sen onları hoş gör ve “size selâm olsun” de. Yakında bilecekler. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ey Muhammed! Şimdilik sen onlara aldırma ve: "Size selâm olsun." de. Onlar yakında bilecekler! |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Şimdi sen onlardan sarfı nazar et de selâm: de, artık ileride bileceklerdir |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Şimdilik sen (Habîbim) onlardan yüz çevir, «Selâm» de. Artık yakında bileceklerdir. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Ey Resûlüm!) Şimdi onlardan yüz çevir ve “Selâm! (Allah selâmet versin!)” de! Artık ileride bileceklerdir. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Ey Rasûlüm), şimdilik onlardan yüz çevir, (kendilerini terk et) de “Selâm= anlaşma var” söyle. Artık yakında (başlarına gelecek felâketi) bileceklerdir. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Şimdi onlardan iraz et ve «Selâm,» deyiver, artık ileride bileceklerdir. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Sen onlara aldırma ve “Size selâm olsun” de. Yakında onlar da görecekler. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | But turn away from them, and say "Peace!" But soon shall they know! |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Zuhruf Sûresi 89. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...