# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَلِبُيُوتِهِمْ اَبْوَابًا وَسُرُرًا عَلَيْهَا يَتَّكِؤُ۫نَۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Velibuyûtihim ebvâben ve sururan ‘aleyhâ yetteki-ûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Evlerinin kapılarını ve üzerine yaslanacakları koltuklarını da hep gümüşten yapardık. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Evlerinin kapılarını ve üzerine yaslanacakları koltukları da (hep gümüşten yapardık). |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 33,34,35. Eğer bütün insanlar tek ümmet olma durumuna gelmeyecek olsaydı, Rahman olan Allah'ı inkar edenlerin evlerinin tavanlarını, üzerinde yükseldikleri merdivenleri, evlerinin kapılarını, üzerine yaslanacakları kerevetleri gümüşten yapar ve altın bezeklerle işlerdik. Bunların hepsi ancak dünya hayatının geçimliğidir. Ahiret, Rabbinin katında O'na karşı gelmekten sakınanlaradır. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 34,35. Evlerine (gümüşten) kapılar ve üzerine yaslanacakları koltuklar ve altın süslemeler yapardık. Bütün bunlar, sadece dünya hayatının geçimliğidir. Rabbinin katında ahiret ise, O’na karşı gelmekten sakınanlarındır. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Onların evleri için gümüşten kapılar, üzerine yaslanacakları koltuklar yapardık. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve odalarına kapılar ve üzerlerine kurulacakları koltuklar kanepeler, |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | odalarının kapılarını, üzerine yaslanacakları tahtları hep gümüşden yapardık! |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Hem evleri için (gümüşten) kapılar ve üzerlerinde yaslanacakları koltuklar(yapardık). |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Odalarına da (gümüşten) kapılar ve üzerlerine kurulub yaslanacakları koltuklar (yapardık)... |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve evleri için (yine gümüşten) kapılar ve üzerine yaslandıkları tahtlar) yapardık. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Evlerinin kapılarını ve üzerine kuruldukları koltuklarını da gümüşten yapardık. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And (silver) doors to their houses, and thrones (of silver) on which they could recline, |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Zuhruf Sûresi 34. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Furkân sûresinin 6. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Furkân Suresi 6. Ayet Arapça: قُلْ اَنْزَلَهُ الَّذ۪ي يَعْلَمُ السِّرَّ فِي السَّمٰوَاتِ ...
Nûr sûresinin 64. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 64. Ayet Arapça: اَلَٓا اِنَّ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قَدْ يَع ...
Nûr sûresinin 61. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 61. Ayet Arapça: فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيّ ...
Nûr sûresinin 56. âyetinde Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 56. Ayet Arapça: وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا الرّ ...
Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...