Zuhruf Sûresi 37. Ayet Tefsiri


37 / 89


Zuhruf Sûresi Hakkında

Zuhruf sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 89 âyettir. İsmini 35. âyette geçen ve altın, mücevher mânasına gelen اَلزُّخْرُفُ (zuhruf) kelimesinden alır. Resmî tertibe göre 43, nüzûl sırasına göre 63. sûredir.

Zuhruf Sûresi Konusu

Sûrede Allah’ın birliği ve sonsuz kudret sahibi olduğu, Kur’an’ın Allah kelâmı ve Hz. Muhammed (s.a.s.)’in de Allah’ın peygamberi olduğu ana fikri işlenir. Bu çerçevede müşriklerin, Resûlullah (s.a.s.)’in davetine uymayıp atalarını körü körüne taklit etmeleri, meleklere Allah’ın kızları demeleri, Allah’ın tüm kâinatın yaratıcısı olduğunu bildikleri halde putlara tapmaları reddedilir. Hz. İbrâhim, Hz. Mûsâ ve Hz. İsa’nın kıssalarından misaller verilerek, tevhid çağrısına uyanların güzel âkıbetleri, uymayanların ise feci sonları ibret alacak nazarlara arz edilir. 

Zuhruf Sûresi Nuzül Sebebi

         Sûre Mekke’de, geliş sırası bakımından Şûrâ’dan sonra, Duhân’dan önce vahyedilmiştir. 45. âyetin Hz. Peygamber’in mi‘racında Kudüs’te Mescid-i Aksâ’da nâzil olduğuna dair bir rivayet varsa da bu, sûrenin Mekkî niteliğini değiştirmez; çünkü tefsirciler hicretten önce nâzil olan bütün sûrelere Mekkî demektedirler.

TEFSİR:

 “Rahman’ın zikri”nden maksat, hem Allah Teâlâ’yı hatırlamak, hem de Allah Teâlâ’nın en büyük zikri olan; O’nu, O’nun emir ve yasaklarını hatırlatan Kur’ân-ı Kerîm’dir. Zaten bunlar birbirine yakın ve aynı neticeyi hâsıl edecek mânalardır. Allah’ı unutan, O’nun zikrinden gâfil kalan kimseye Cenâb-ı Hak hemen bir şeytan Musallat eder. O şeytan onun en yakın arkadaşı oluverir. Onu Allah’ın razı olduğu niyet, söz, fiil ve amellerden uzaklaştırır. Aksine Allah’ın râzı olmadığı niyet, söz, fiil ve amellere yönlendirir. Kur’ân-ı Kerîm de en büyük zikirdir. Her âyeti, her kelimesi Allah’ı hatırlatır. O ilâhî öğüt ve ikazlarla doludur. O, hayat kitabımızdır. Hayatımızın her alanını tanzim eden itikat, ibâdet, ahlâk ve âdâb hükümleriyle doludur. Kur’an’ı ve onun uygulamalı bir tefsiri olan sünnet-i seniyyeyi hayatının her sahasına aksettiren müslüman şeytanın ortak olacağı açık bir alan bırakmamış olur. Fakat Kur’an’ın beyân buyurduğu hayat tarzını göz ardı eden ve onun dışında bir hayat tarzı benimseyen kişilere Allah’ın psikolojik ve sosyolojik bir kanunu olarak hemen bir şeytan Musallat edilir. Onun dostu şeytan olur. Demek ki insan için iki ihtimal söz konusudur. Ya Allah’ın dostu olacaktır veya şeytanın. Şurası kesin bir durum arz etmektedir ki, Allah’ın dostluğuna layık işler yapan Allah’ın dostu olacak, şeytanın dostluğuna layık işler yapan da şeytanın dostu olacaktır. Şüphesiz iki dostluğun neticeleri farklıdır: Allah’ın dostluğu insanı karanlıklardan kurtarıp aydınlığa çıkardığı ve ebedi nimetlere eriştirdiği halde, şeytanın dostluğu bu âyetlerde de haber verildiği üzere insanı çaresi olmayan bir hasret, nedamet, pişmanlık ve azaba uğratacaktır. Nitekim konuyla ilgili diğer âyet-i kerîmelerde şöyle buyrulur:

“Allah, iman edenlerin dostudur, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkâr edenlerin dostları ise şeytânî güçler olup onları aydınlıktan karanlıklara sürüklerler. Onlar cehennemin yoldaşlarıdır ve orada ebedî kalacaklardır.” (Bakara 2/257)

“Kim benim kitabıma sırt döner ve beni anmaktan uzak durursa, şüphesiz dünyada onun için sıkıntılı, dar bir geçim vardır; kıyâmet günü de onu kör olarak diriltip huzurumuza getireceğiz. O, «Rabbim! Beni niçin kör olarak dirilttin? Oysa ben dünyada gözleri gören biriydim» diye itiraz edecek. Allah şöyle buyuracak: «Evet, böyle! Âyetlerimiz sana geldiğinde sen onları nasıl unutup bir kenara attıysan, bugün de sen işte öylece unutulur, bir kenara atılırsın!»” (Tâhâ 20/124-126)

Meselenin âhiret boyutunu haber veren bu gerçekler ışığında Yüce Rabbimiz Resûlullah (s.a.s.)’i teselli maksadıyla şöyle buyurmaktadır:
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2017/09/hasta_dua-702x336.jpg
Şifa Ayetleri

Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/11/kibir-ve-kendini-begenmek-ile-ilgili-ayetler-197207-m.jpg
Kibir ve Kendini Beğenmek ile İlgili Ayetler

“İşte âhiret yurdu! Biz onu yeryüzünde böbürlenmeyi ve bozgunculuk yapmayı istemeyenlere nasib ederiz. Sonunda kazançlı çıkanlar, fenalıktan sakı ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/11/yusuf-suresinin-39-ayeti-ne-anlatiyor-197194-m.jpg
Yusuf Suresinin 39. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kur’an’da şöyle buyrulur: يَا صَاحِبَيِ السِّجْنِ ءَاَرْبَابٌ مُتَفَرِّقُونَ خَيْرٌ اَمِ اللّٰهُ الْوَاحِدُ الْقَهَّارُۜ “Ey zindan arkadaşlarım! ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/11/yusuf-suresinin-33-ayeti-ne-anlatiyor-197175-m.jpg
Yusuf Suresinin 33. Ayeti Ne Anlatıyor?

Kur’an’da şöyle buyrulur: قَالَ رَبِّ السِّجْنُ اَحَبُّ اِلَيَّ مِمَّا يَدْعُونَن۪ٓي اِلَيْهِۚ وَاِلَّا تَصْرِفْ عَنّ۪ي كَيْدَهُنَّ اَصْبُ اِلَيْهِن ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/11/mahmut-sagir-kuran-ziyafeti-285-ibrahim-suresi-38-41-ayetler-197176.png
Mahmut Sağır (Kuran Ziyafeti 285) İbrahim Sûresi 38-41. Ayetler

İbrahim Sûresi 38-41. Ayet Tefsiri 38. “Rabbimiz! Hiç şüphesiz sen, bizim gizlediğimizi de bilirsin, açığa vurduğumuzu da. Çünkü yerde olsu ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/11/vakia-suresi-hakkinda-bilgi-197173-m.jpg
Vakıa Suresi Hakkında Bilgi

Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (v ...