# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قَدْ نَعْلَمُ اِنَّهُ لَيَحْزُنُكَ الَّذ۪ي يَقُولُونَ فَاِنَّهُمْ لَا يُكَذِّبُونَكَ وَلٰكِنَّ الظَّالِم۪ينَ بِاٰيَاتِ اللّٰهِ يَجْحَدُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Kad na’lemu innehu leyahzunuke-lleżî yekûlûn(e)(s) fe-innehum lâ yukeżżibûneke velâkinne-zzâlimîne bi-âyâti(A)llâhi yechadûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onların söylediklerinin seni üzdüğünü biz elbette biliyoruz. Gerçekte onlar seni yalanlamıyorlar, fakat o zâlimler bile bile Allah’ın âyetlerini inkâr ediyorlar. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Onların söylediklerinin hakikaten seni üzmekte olduğunu biliyoruz. Aslında onlar seni yalanlamıyorlar, fakat o zalimler açıkça Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorlar. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Onların söylediklerinin seni üzeceğini elbette biliyoruz; doğrusu onlar seni yalancı saymıyorlar, fakat zalimler Allah'ın ayetlerini bile bile inkar ediyorlar. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Ey Muhammed! Biz çok iyi biliyoruz ki söyledikleri elbette seni incitiyor. Onlar gerçekte seni yalanlamıyorlar; fakat o zalimler Allah’ın âyetlerini inadına inkâr ediyorlar. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Onların söylediklerinin seni üzdüğünü elbette biliyoruz. Onlar aslında seni yalanlamıyorlar, fakat, o zalimler Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorlar. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Celâlim hakkı için biliyoruz ki söyledikleri lâf seni cidden incitiyor, maamafih onların yalancı dedikleri sen değilsin, lâkin zalimler Allahın âyetlerine cehudluk ediyorlar |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Habîbim) şu hakıykatı çok iyi biliyoruz ki onların söyleyegeldikleri (sözler) seni her halde tasaya düşürüyor. Onlar hakıykatde seni yalanlamıyorlar, fakat o zaalimler bile bile Allahın âyetlerini inkâr ediyorlar. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Habîbim, yâ Muhammed!) Şübhesiz şunu elbette biliyoruz ki, onların söyledikleri seni gerçekten üzüyor; hâlbuki aslında onlar seni yalanlamıyorlar (senin yalan söylemediğini bilirler); fakat o zâlimler Allah'ın âyetlerini bilerek inkâr ediyorlar. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Gerçekten biliyoruz ki, söyledikleri lâf, seni (ey Habibim) cidden incitiyor. Fakat onlar seni yalanlamıyorlar (doğru söylediğini biliyorlar), ancak o zâlimler Allah'ın âyetlerini inadla inkâr ediyorlar. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Muhakkak biliyoruz ki, onların dedikleri şey, seni elbette mahzun ediyor. hakikat halde onlar seni tekzîp etmiş olmuyorlar, fakat o zalimler Allah Teâlâ'nın âyetlerini inkâr ediyorlar. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onların söylediklerine senin üzüldüğünü Biz biliyoruz. Gerçekte onlar seni yalanlamış olmuyorlar; o zalimler, Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorlar. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | We know indeed the grief which their words do cause thee: It is not thee they reject: it is the signs of Allah, which the wicked contemn. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. En'âm Sûresi 33. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: سُبْحَانَ الَّذ۪ٓي اَسْرٰى بِعَبْدِه۪ لَيْلًا مِنَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ اِلَى الْمَسْجِدِ الْاَقْصَا الَّذ۪ي بَارَكْنَا ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اُدْعُ اِلٰى سَب۪يلِ رَبِّكَ بِالْحِكْمَةِ وَالْمَوْعِظَةِ الْحَسَنَةِ وَجَادِلْهُمْ بِالَّت۪ي هِيَ اَحْسَنُۜ اِنَّ رَبَّك ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: فَكُلُوا مِمَّا رَزَقَكُمُ اللّٰهُ حَلَالًا طَيِّبًاۖ وَاشْكُرُوا نِعْمَتَ اللّٰهِ اِنْ كُنْتُمْ اِيَّاهُ تَعْبُدُونَ Al ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّمَا يَفْتَرِي الْكَذِبَ الَّذ۪ينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِاٰيَاتِ اللّٰهِۚ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْكَاذِبُونَ Ancak Allah’ı ...
Zengin kelimesi sözlükte, “Parası, malı çok olan; varlıklı, yokluksuz, variyetli” demektir. Fıkıhta ise zenginlik, “aslî ihtiyaçlardan fazla mala sah ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: فَاِذَا قَرَأْتَ الْقُرْاٰنَ فَاسْتَعِذْ بِاللّٰهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّج۪يمِ Kur’an okuyacağın vakit, o kovulmuş şeyt ...