# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَكَذٰلِكَ نُوَلّ۪ي بَعْضَ الظَّالِم۪ينَ بَعْضًا بِمَا كَانُوا يَكْسِبُونَ۟ | |
Türkçe Okunuşu * | Vekeżâlike nuvellî ba’da-zzâlimîne ba’dan bimâ kânû yeksibûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | İşte biz, kazandıkları günahlar yüzünden zâlimleri kötülük işlemede birbirine böylece dost ve yardımcı yaparız. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | İşte böylece işledikleri günahlardan ötürü zalimlerin bir kısmını diğer bir kısmının peşine takarız. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Zalimlerin bir kısmını, kazandıklarından ötürü diğer bir kısmına böylece musallat ederiz. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | İşte biz, kazanmakta oldukları günahlar sebebiyle zalimlerin bir kısmını diğer bir kısmına böyle musallat ederiz. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | İşte biz böylece, kazandıkları günahlardan dolayı zalimlerin bir kısmını, diğer bir kısmına dost yaparız. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve işte biz, zalimlerin ba'zısını ba'zısına kesibleri sebebiyle böyle dost ederiz |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | İşte biz zaalimlerden kimini kimine, irtikâb etmekde oldukları (günâhlar) yüzünden, böylece musallat ederiz. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | İşte böylece kazanmakta oldukları (günahlar) yüzünden, zâlimlerin bazılarını bazılarına dost ederiz. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | İşte biz, asî insanlarla cinleri böyle birbirinden faydalandırdığımız gibi, zalimlerin bazısını bazısına, kazandıkları işler sebebiyle idareci ve hâkim yaparız. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve işte böylece zalimlerin bazısını bazısına irtikab ettikleri şeyler sebebiyle musallat ederiz. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Kazandıkları günahlar yüzünden, zalimleri birbirine Biz böyle dost yaparız. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Thus do we make the wrong-doers turn to each other, because of what they earn. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. En'âm Sûresi 129. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
İsra suresinin 44. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 44. Ayet Arapça: تُسَبِّحُ لَهُ السَّمٰوَاتُ السَّبْعُ وَالْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهِنَّۜ وَاِنْ ...
İsra suresinin 32. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 32. Ayet Arapça: وَلَا تَقْرَبُوا الزِّنٰٓى اِنَّهُ كَانَ فَاحِشَةًۜ وَسَٓاءَ سَب۪يلًا İs ...
İsra suresinin 23. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 23. Ayet Arapça: وَقَضٰى رَبُّكَ اَلَّا تَعْبُدُٓوا اِلَّٓا اِيَّاهُ وَبِالْوَالِدَيْنِ اِح ...
Hadîd sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 29 âyettir. İsmini, 25. âyette geçen ve “demir” mânasına gelen اَلْحَد۪يدُ (hadîd) kelimesinden alır. Mushaf t ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّ هٰذَا الْقُرْاٰنَ يَهْد۪ي لِلَّت۪ي هِيَ اَقْوَمُ وَيُبَشِّرُ الْمُؤْمِن۪ينَ الَّذ۪ينَ يَعْمَلُونَ الصَّالِحَاتِ اَنّ ...
İsra suresinin 1. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 1. Ayet Arapça: سُبْحَانَ الَّذ۪ٓي اَسْرٰى بِعَبْدِه۪ لَيْلًا مِنَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ اِ ...