# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَكَذَّبَ بِه۪ قَوْمُكَ وَهُوَ الْحَقُّۜ قُلْ لَسْتُ عَلَيْكُمْ بِوَك۪يلٍۜ | |
Türkçe Okunuşu * | Vekeżżebe bihi kavmuke vehuve-lhakk(u)(c) kul lestu ‘aleykum bivekîl(in) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Fakat senin kavmin, gerçeğin ta kendisi olduğu halde Kur’an’ı yalanladı. Sen de onlara: “Ben sizin yaptıklarınızdan ve doğru yolu bulmanızdan sorumlu bir yetkili değilim!” de! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Kur'an hak olduğu halde kavmin onu yalanladı. De ki: Ben size vekil (kefil) değilim. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Gerçekten, senin milletin Kuran'ı yalanladı. "Cezanızı ben verecek değilim" de. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | O (Kur’an) hak olduğu hâlde, kavmin onu yalanladı. De ki: “Ben size vekil (sizden sorumlu) değilim.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Kavmin o (Kur'ân'ı) yalan saydı, halbuki o gerçektir . De ki: " Ben sizin vekiliniz değilim". |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Bu böyle hakk iken kavmin buna yalan dedi, de ki üzerinize vekil değilim |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | O (Kur'an) hak iken kavmin onu yalan saydı. De ki: «Ben sizin üzerinize (gönderilmiş) bir vekîl değilim». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Hâlbuki o (Kur'ân), hak olduğu hâlde kavmin onu yalanladı. De ki: “Ben sizin üzerinize bir vekil değilim!” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Kur'an hak olduğu halde, senin kavmin onu yalanladı. Onlara şöyle de: “- Ben, sizin üzerinize gönderilmiş vekil değilim.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Kavmin O'nu (Kur'an-ı kerîm'i) yalan saydı. Halbuki, o bir hakikattır. De ki: «Ben sizin üzerinize vekil olmuş değilim.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Kavmin, hakkın tâ kendisi olduğu halde Kur'ân'ı da yalanladı. De ki: Ben sizden sorumlu bir vekil değilim. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | But thy people reject this, though it is the truth. Say: "Not mine is the responsibility for arranging your affairs; |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. En'âm Sûresi 66. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Enbiya suresinin 34. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 34. Ayet Arapça: وَمَا جَعَلْنَا لِبَشَرٍ مِنْ قَبْلِكَ الْخُلْدَۜ اَفَا۬ئِنْ مِتَّ فَه ...
"Gerçekten biz Âdemoğullarını şerefli kıldık, onlara karada ve denizde kendilerini taşıyacak vasıtalar lutfettik, onları temiz ve hoş nimetlerle rız ...
Enbiya suresinin 22. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 22. Ayet Arapça: لَوْ كَانَ ف۪يهِمَٓا اٰلِهَةٌ اِلَّا اللّٰهُ لَفَسَدَتَاۚ فَسُبْحَانَ ...
Enbiya suresinin 7. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 7. Ayet Arapça: وَمَٓا اَرْسَلْنَا قَبْلَكَ اِلَّا رِجَالًا نُوح۪ٓي اِلَيْهِمْ فَسْـَٔلُ ...
Taha suresinin 132. ayetinde şöyle buyrulur: Taha Suresi 132. Ayet Arapça: وَأْمُرْ اَهْلَكَ بِالصَّلٰوةِ وَاصْطَبِرْ عَلَيْهَاۜ لَا نَسْـَٔلُكَ رِ ...
"Kad efleha-l muminûn. (Mü’minler, gerçekten kurtuluşa ermişlerdir.)" - Mü'minûn Sûresi 1. Ayet "Onlar namazlarında tam bir tevazu, teslimiyet ve ...