# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قُلْ اِنّ۪ٓي اَخَافُ اِنْ عَصَيْتُ رَبّ۪ي عَذَابَ يَوْمٍ عَظ۪يمٍ | |
Türkçe Okunuşu * | Kul innî eḣâfu in ‘asaytu rabbî ‘ażâbe yevmin ‘azîm(in) | |
1. | Ömer Çelik Meali | De ki: “Eğer Rabbime isyan edecek olursam, gerçekten büyük bir günün azabından korkarım.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | De ki: Ben, Rabbim'e isyan edersem gerçekten büyük bir günün (kıyametin) azabından korkarım. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | "Ben Rabbime karşı gelirsem, büyük günün azabından korkarım" de. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | De ki: “Ben Rabbime isyan edersem gerçekten, büyük bir günün (kıyamet gününün) azabından korkarım.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | De ki: "Eğer Rabbime isyan edersem, büyük bir günün azabından korkarım". |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ben, de: rabbime ısyan edecek olursam cidden büyük bir günün azabından korkarım |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | De ki: «Eğer ben Rabbime isyan edersem o büyük günün azabından elbette korkarım». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | De ki: “Şübhesiz ben eğer Rabbime isyân edersem, büyük bir günün (kıyâmet gününün) azâbından korkarım!” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | De ki: “- Eğer ben, Rabbime isyan edersem, cidden büyük bir günün azabından korkarım. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | De ki: «Eğer ben Rabbime isyan edersem elbette büyük günün azabından korkarım.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | De ki: Rabbime isyan edecek olursam, büyük bir günün azabından korkarım. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Say: "I would, if I disobeyed my Lord, indeed have fear of the penalty of a Mighty Day. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. En'âm Sûresi 15. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
YAPMAKTA OLDUĞU İYİLİĞİ DEVAM ETTİRMEKLE İLGİLİ ÂYETLER “Bir toplum inanç ve davranışlarını değiştirmedikçe, Allah da onların durumunu değiştirme ...
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...