# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَلَمَّا رَاَ الشَّمْسَ بَازِغَةً قَالَ هٰذَا رَبّ۪ي هٰذَٓا اَكْبَرُۚ فَلَمَّٓا اَفَلَتْ قَالَ يَا قَوْمِ اِنّ۪ي بَر۪ٓيءٌ مِمَّا تُشْرِكُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Felemmâ raâ-şşemse bâziġaten kâle hâżâ rabbî hâżâ ekber(u)(s) felemmâ efelet kâle yâ kavmi innî berî-un mimmâ tuşrikûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Birgün de güneşi doğarken gördü ve hemen: “Bu benim Rabbim, öyle mi? Bu hepsinden de büyük!” dedi. O da batıp kaybolunca asıl gerçeği haber verdi: “Ey kavmim, şüphesiz ben, sizin Allah’a koştuğunuz ortaklardan beriyim.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Güneşi doğarken görünce de, Rabbim budur, zira bu daha büyük, dedi. O da batınca, dedi ki: Ey kavmim! Ben sizin (Allah'a) ortak koştuğunuz şeylerden uzağım. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Güneşi doğarken görünce "işte bu benim Rabbim, bu daha büyük!" dedi; batınca, "Ey milletim! Doğrusu ben ortak koştuklarınızdan uzağım" dedi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Güneşi doğarken görünce de, “İşte benim Rabbim! Bu daha büyük” dedi. O da batınca (kavmine dönüp), “Ey kavmim! Ben sizin Allah’a ortak koştuğunuz şeylerden uzağım” dedi. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Güneş'i doğarken görünce: "Rabb'im budur, bu hepsinden büyük" dedi. O da batınca dedi ki: "Ey kavmim! Ben sizin (Allah'a) ortak koştuğunuz şeylerden uzağım". |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | vaktâki güneş doğmak üzere iken gördü «bu imiş rabbim, bu hepsinden büyük» dedi, o da batınca ey kavmim, dedi: haberiniz olsun ben sizin şirk koştuğunuz şeylerden berîim |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Sonra güneşi doğar vaz'iyyetde görünce de: «Bu mu imiş benim Rabbim?! Bu, hepsinden de büyük!» demiş, batınca da (şöyle) söylemişdi: «Ey kavmim, (Gördünüz ya, bunların hepsi fânî ve mahlukdur) Ben sizin (Allaha) eş katageldiğiniz nesnelerden kat'iyyen uzağım». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Nihâyet doğmakta olan güneşi görünce: “Bu rabbimdir; (öyle mi?) bu daha büyüktür!” dedi. Fakat (o da) batınca: “Ey kavmim! (Bilin ki) doğrusu ben, (sizin Allah'a)ortak koşmakta olduğunuz şeylerden uzağım!” dedi. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Daha sonra, güneşi doğar halde görünce: “- Rabbim bu mudur?” “Bu, gördüklerimden daha büyük ve parlak!” demiş ve batınca da; “-Ey kavmim, bu gördükleriniz, hep yok olan varlıklardır, ben sizin Allah'a ortak koştuğunuz şeylerden kat'iyyen berîyim.” diye söylemişti. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Vaktâ ki, güneşi doğmaya başlar gördü. Dedi ki: «Budur Rabbim, bu daha büyük.» Nihâyet o da batınca dedi ki: «Ey kavmim! Ben muhakkak sizin Allah Teâlâ'ya şerik koştuğunuz şeylerden berîyim. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Güneşi doğarken gördüğünde “İşte rabbim; en büyük bu” dedi. O da batınca “Ey kavmim,” dedi. “Ben sizin ortak koştuğunuz şeylerden uzağım. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | When he saw the sun rising in splendour, he said: "This is my Lord; this is the greatest (of all)." But when the sun set, he said: "O my people! I am indeed free from your (guilt) of giving partners to Allah. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. En'âm Sûresi 78. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kehf Suresinin 45. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 45. Ayet Arapça: وَاضْرِبْ لَهُمْ مَثَلَ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا كَمَٓاءٍ اَنْزَلْنَاهُ مِنَ ...
Kehf Suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 29. Ayet Arapça: وَقُلِ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكُمْ فَمَنْ شَٓاءَ فَلْيُؤْمِنْ وَمَنْ شَٓاءَ فَ ...
Kehf Suresinin 23-24. ayetlerinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 23-24. Ayet Arapça: وَلَا تَقُولَنَّ لِشَا۬يْءٍ اِنّ۪ي فَاعِلٌ ذٰلِكَ غَدًاۙ اِلَّٓا ...
Kehf Suresinin 17. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 17. Ayet Arapça: مَنْ يَهْدِ اللّٰهُ فَهُوَ الْمُهْتَدِۚ وَمَنْ يُضْلِلْ فَلَنْ تَجِدَ لَهُ ...
Kehf Suresinin 7. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresinin 7. Ayet Arapça: اِنَّا جَعَلْنَا مَا عَلَى الْاَرْضِ ز۪ينَةً لَهَا لِنَبْلُوَهُمْ اَيُّهُ ...
İsra suresinin 107. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 107. Ayet Arapça: قُلْ اٰمِنُوا بِه۪ٓ اَوْ لَا تُؤْمِنُواۜ اِنَّ الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْعِل ...