# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اَنْ تَقُولُٓوا اِنَّمَٓا اُنْزِلَ الْكِتَابُ عَلٰى طَٓائِفَتَيْنِ مِنْ قَبْلِنَاۖ وَاِنْ كُنَّا عَنْ دِرَاسَتِهِمْ لَغَافِل۪ينَۙ | |
Türkçe Okunuşu * | En tekûlû innemâ unzile-lkitâbu ‘alâ tâ-ifeteyni min kablinâ ve-in kunnâ ‘an dirâsetihim leġâfilîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Ayrıca: “Bizden önceki iki toplum olan yahudi ve Hristiyanlara kitap indirildi, biz ise onların okuyup üzerinde çalıştıkları gerçeklerden habersizdik” demeyesiniz. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | «Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa (Hristiyanlara ve yahudilere) indirildi, biz ise onların okumasından gerçekten habersizdik» demeyesiniz diye; |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 155,156,157.Bu, indirdiğimiz kutsal Kitap'dır, ona uyun. "Bizden önce iki topluluğa kitap indirildi, bizim onların okuduklarından haberimiz yok" demekten veya "Bize kitap indirilseydi onlardan daha doğru yolda olurduk" demekten sakının ki merhamet olunasınız. Şüphesiz o, size Rabbinizden belge, yol gösteren ve rahmet olarak gelmiştir. Allah'ın ayetlerini yalanlayandan ve onlardan yüz çevirenden daha zalim kimdir? Ayetlerimizden yüz çevirenleri, yüz çevirmelerinden ötürü, kötü bir azabla cezalandıracağız. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 156,157. “Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa (yahudilere ve Hristiyanlara) indirildi. Biz onların okumalarından habersiz idik” demeyesiniz, yahut, “Eğer bize kitap indirilseydi, biz onlardan daha çok doğru yolda olurduk” demeyesiniz, diye bu Kur’an’ı indirdik. İşte size Rabbinizden açıkça bir delil, bir hidayet ve bir rahmet geldi. Artık Allah’ın âyetlerini yalanlayan ve (insanları) onlardan çeviren kimseden daha zalim kimdir!? İnsanları âyetlerimizden alıkoymaya kalkışanları, yapmakta oldukları engellemeden dolayı azabın en kötüsü ile cezalandıracağız. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | (Onu size indirdik ki:) "Kitap, sadece bizden önceki iki topluluğa (yahudi ve Hristiyanlara) indirildi; biz ise, onların okumasından habersizdik (o kitapları okuyamıyor ve dillerini anlayamıyorduk)" demeyesiniz. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Demiyesiniz ki: Kitâb yalnız bizden evvel iki tâifeye indirildi ve doğrusu biz onların tedrisatından kat'ıyyen gafil bulunuyoruz |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (O kitabı indirmemiz) «Bizden evvel kitâb yalınız iki taaifeye (Yahudi ve Nasrânîlere) indirdi, biz ise onların okuduklarından kat'iyyen gaafillerdik» dememeniz için, |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Onu indirdik) ki “Kitab, ancak bizden önce iki tâifeye (yahudilere ve hristiyanlara) indirildi; (biz ise) şübhesiz onların ders yapmalarından (kitablarını okumalarından ve onun hakikatlerinden) de doğrusu habersiz kimselerdik” demeyesiniz! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Ey Mekke'liler! Siz): “- Bizden önce Yahudî'lerle Hristiyanlara indirilen kitap, konuştuğumuz dilde olmadığından onu okumaktan gafilleriz” derdiniz. Bunu dememeniz (için lisanınız üzere KUR'AN'ı gönderdik.) |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Demeyesiniz ki, «Kitap ancak bizden evvel iki tâifeye indirilmiştir ve biz onların kıraatinden şüphesiz ki gâfiller idik.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Kitap bizden önceki iki topluluğa indirildi; biz onların derslerinden habersizdik” demeyesiniz diye Biz onu size indirdik. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Lest ye should say: "The Book was sent down to two Peoples before us, and for our part, we remained unacquainted with all that they learned by assiduous study:" |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. En'âm Sûresi 156. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Furkân sûresinin 6. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Furkân Suresi 6. Ayet Arapça: قُلْ اَنْزَلَهُ الَّذ۪ي يَعْلَمُ السِّرَّ فِي السَّمٰوَاتِ ...
Nûr sûresinin 64. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 64. Ayet Arapça: اَلَٓا اِنَّ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قَدْ يَع ...
Nûr sûresinin 61. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 61. Ayet Arapça: فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيّ ...
Nûr sûresinin 56. âyetinde Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 56. Ayet Arapça: وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا الرّ ...
Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...