# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِنَّمَا يَسْتَج۪يبُ الَّذ۪ينَ يَسْمَعُونَۜ وَالْمَوْتٰى يَبْعَثُهُمُ اللّٰهُ ثُمَّ اِلَيْهِ يُرْجَعُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | İnnemâ yestecîbu-lleżîne yesme’ûn(e)(m) velmevtâ yeb’aśuhumu(A)llâhu śümme ileyhi yurce’ûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Şunu bil ki ancak samimiyetle dinleyenler senin dâvetini kabul ederler. Mânen ölülere gelince Allah onları yeniden diriltecek, sonra da O’na döndürüleceklerdir. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Ancak (samimiyetle) dinleyenler daveti kabul eder. Ölülere gelince, Allah onları diriltecek, sonra da O'na döndürülecekler. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Ancak kulak verenler daveti kabul ederler. Ölüleri Allah diriltir, sonra O'na dönerler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | (Davete), ancak (bütün kalpleriyle) kulak verenler uyar. (Kalben) ölüleri ise (yalnızca) Allah diriltir. Sonra da hepsi O’na döndürülürler. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Daveti ancak dinleyenler kabul ederler. Ölülere gelince, Allah onları diriltir, sonra O'na döndürülürler. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Sâde işitmesi olanlar da'vete icabet eder, ölülere gelince onları Allah diriltir sonra hepsi onun huzuruna çıkarılırlar |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Ancak seni (can kulağıyle) dinleyenlerdir ki (da' vetine) icabet eder. Ölüler (e gelince:) Onları da Allah diriltir. Sonra yine ancak Ona döndürülürler. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Ancak (samîmiyetle) dinleyenler (senin da'vetine) icâbet eder. Ölülere (o kâfirlere)gelince, onları Allah diriltir, sonra (hepsi) ancak O'nun huzûruna döndürülürler. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Senin dâvetini, samimiyet ve can kulağı ile dinleyenler ancak kabul eder. Kalbleri ölü kâfirleri ise, Allah kıyamette diriltir. Sonra hepsi onun huzuruna döndürülür çıkarılırlar. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ancak o kimseler (dâvete) icabet ederler ki, işitir bulunurlar. Ölüleri de Allah Teâlâ diriltir, sonra O'na döndürülürler. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Ancak kulak verenler senin çağrına uyar. Ölüleri ise Allah diriltir; sonra hepsi Onun huzuruna çıkarılırlar. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Those who listen (in truth), be sure, will accept: as to the dead, Allah will raise them up; then will they be turned unto Him. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. En'âm Sûresi 36. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kehf Suresinin 45. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 45. Ayet Arapça: وَاضْرِبْ لَهُمْ مَثَلَ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا كَمَٓاءٍ اَنْزَلْنَاهُ مِنَ ...
Kehf Suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 29. Ayet Arapça: وَقُلِ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكُمْ فَمَنْ شَٓاءَ فَلْيُؤْمِنْ وَمَنْ شَٓاءَ فَ ...
Kehf Suresinin 23-24. ayetlerinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 23-24. Ayet Arapça: وَلَا تَقُولَنَّ لِشَا۬يْءٍ اِنّ۪ي فَاعِلٌ ذٰلِكَ غَدًاۙ اِلَّٓا ...
Kehf Suresinin 17. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 17. Ayet Arapça: مَنْ يَهْدِ اللّٰهُ فَهُوَ الْمُهْتَدِۚ وَمَنْ يُضْلِلْ فَلَنْ تَجِدَ لَهُ ...
Kehf Suresinin 7. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresinin 7. Ayet Arapça: اِنَّا جَعَلْنَا مَا عَلَى الْاَرْضِ ز۪ينَةً لَهَا لِنَبْلُوَهُمْ اَيُّهُ ...
İsra suresinin 107. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 107. Ayet Arapça: قُلْ اٰمِنُوا بِه۪ٓ اَوْ لَا تُؤْمِنُواۜ اِنَّ الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْعِل ...