# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | يَخَافُونَ رَبَّهُمْ مِنْ فَوْقِهِمْ وَيَفْعَلُونَ مَا يُؤْمَرُونَ۟ | |
Türkçe Okunuşu * | Yeḣâfûne rabbehum min fevkihim veyef’alûne mâ yu/merûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onlar, üzerlerinde mutlak hâkimiyet sahibi olan Rablerinden korkarlar ve kendilerine ne emredilirse onu yaparlar. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Onlar, üstlerindeki Rablerinden korkarlar ve kendilerine ne emrolunursa onu yaparlar. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Üstün olan Rablerinden korkarlar ve emrolundukları şeyleri yaparlar. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Üzerlerinde hâkim ve üstün olan Rablerinden korkarlar ve emrolundukları şeyleri yaparlar. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Kendilerine hakim olan Rabblerinden korkarlar ve emrolundukları her şeyi yaparlar. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Fevklerinden rablarının mahafetini duyarlar ve her ne emr olunurlarsa yaparlar |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Evet) kendilerine her suretle kaahir ve haakim olan Rablerinden korkarak (dâima Ona inkiyad ederler. Melekler de) ne emr olunurlarsa onu yaparlar. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (İnsanların ve cinlerin bir kısmı hâriç, herşey) üzerlerinde (hâkim) olan Rablerinden korkarlar ve ne emrolunurlarsa yaparlar. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Kendilerine hâkim olan Rablerinden korkarlar ve emrolundukları her şeyi (melekler) yaparlar. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Üzerlerinde haîm olan Rablerinden korkarlar ve emrolundukları şeyleri yaparlar. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onların hepsi de üzerlerinde egemen olan Rablerinden korkarlar ve kendilerine emredileni yaparlar. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | They all revere their Lord, high above them, and they do all that they are commanded. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Nahl Sûresi 50. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...