# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَاَمَّا مَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّه۪ وَنَهَى النَّفْسَ عَنِ الْهَوٰىۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve-emmâ men ḣâfe mekâme rabbihi ve nehâ-nnefse ‘ani-lhevâ | |
1. | Ömer Çelik Meali | Kim de birgün Rabbinin huzuruna çıkıp hesap vereceği korkusuyla yaşamış ve nefsini kötü arzulara uymaktan dizginlemişse, |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 40, 41. Rabbinin makamından korkan ve nefsini kötü arzulardan uzaklaştıran için ise şüphesiz cennet yegâne barınaktır. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 40,41. Ama kim Rabbinin azametinden korkup da kendini kötülükten alıkoymuşsa, varacağı yer şüphesiz cennettir. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 40,41.Kim de, Rabbinin huzurunda duracağından korkar ve nefsini arzularından alıkoyarsa, şüphesiz, cennet onun sığınağıdır. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Kim de Rabbinin divanında durmaktan korkmuş, nefsini boş heveslerden menetmiş ise, |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Herkim de rabbının makamından korkmuş ve nefsi hevadan nehy eylemiş ise |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Amma, kim Rabbinin makaamından korkdu, nefsini hevâ (ve hevesin) den alıkoyduysa, |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | 40,41. Kim de (kıyâmet günü) Rabbisinin makamından (huzûrunda durmaktan)korkmuş ve nefsi(ni), (kötü) arzulardan men' etmişse, artık şübhesiz (o kimse için) varılacak olan yer, ancak Cennettir! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Fakat her kim de Rabbinin makamından korkmuş ve nefsi, şehevattan alıkoymuşsa, |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Fakat kim ki, Rabbinin makamından korkmuş ve nefsini hevâdan nehyetmiş ise. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Kim Rabbinin huzurunda durmaktan korkup da nefsini kötü heveslerden alıkoymuşsa, |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And for such as had entertained the fear of standing before their Lord´s (tribunal) and had restrained (their) soul from lower desires, |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin anlaşılması mümkün değildir. Mutlaka bir tefsire başvulması gerekir. Nâziât Sûresi 40. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Hûd Suresi 97. Ayetinin Arapçası:اِلٰى فِرْعَوْنَ وَمَلَا۬ئِه۪ فَاتَّبَعُٓوا اَمْرَ فِرْعَوْنَۚ وَمَٓا اَمْرُ فِرْعَوْنَ بِرَش۪يدٍ Hûd Suresi 97. Ayet ...
Hûd Suresi 96. Ayetinin Arapçası:وَلَقَدْ اَرْسَلْنَا مُوسٰى بِاٰيَاتِنَا وَسُلْطَانٍ مُب۪ينٍۙ Hûd Suresi 96. Ayetinin Meali (Anlamı):Elbette biz Mûsâ ...
Hûd Suresi 95. Ayetinin Arapçası:كَاَنْ لَمْ يَغْنَوْا ف۪يهَاۜ اَلَا بُعْدًا لِمَدْيَنَ كَمَا بَعِدَتْ ثَمُودُ۟ Hûd Suresi 95. Ayetinin Meali (Anlamı) ...
Hûd Suresi 94. Ayetinin Arapçası:وَلَمَّا جَٓاءَ اَمْرُنَا نَجَّيْنَا شُعَيْبًا وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا مَعَهُ بِرَحْمَةٍ مِنَّا وَاَخَذَتِ الَّذ۪ينَ ظَل ...
Kur’ân-ı Kerîm’in fihristi, mukaddimesi, önsözü olan Fâtiha sûresi, Mekkî bir sûredir. Kur’ân’ın hülâsasını bünyesinde barındırır. Ümmü’l-Kur’ân, Sûre ...
Hûd Suresi 93. Ayetinin Arapçası:وَيَا قَوْمِ اعْمَلُوا عَلٰى مَكَانَتِكُمْ اِنّ۪ي عَامِلٌۜ سَوْفَ تَعْلَمُونَۙ مَنْ يَأْت۪يهِ عَذَابٌ يُخْز۪يهِ وَمَن ...