# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَالسَّابِحَاتِ سَبْحًاۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve-ssâbihâti sebhâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Yüzüp yüzüp gidenlere, |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 1, 2, 3, 4, 5. Söküp çıkaranlara, yavaşça çekenlere, yüzdükçe yüzenlere, yarıştıkça yarışanlara, iş düzenleyenlere andolsun; |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Yüzüp yüzüp gidenlere and olsun, |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Andolsun yüzüp yüzüp gidenlere, |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Yüzüp yüzüp gidenlere, |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve yüzüp yüzüp gidenlere |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | andolsun (dalgıç yüzer gibi) yüzüb (ve gökden inib) de, |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | 1,2,3,4,5. (Kâfirlerin ruhlarını) şiddetle söküp çıkaranlara (nâziât'a), (Mü'minlerin ruhlarını yavaş yavaş) kolaylıkla çekip alanlara, (emrolundukları şeye sür'atle) yüzüp gidenlere, sonra yarışıp geçenlere, sonra işleri düzenleyenlere (bütün bu vazîfeleri yapan meleklere) yemîn olsun (ki, öldükten sonra mutlaka diriltileceksiniz!) |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Dalgıçlar denizden inci çıkarır gibi,) yüzüp (müminlerin ruhlarını rahatça alarak) gidenlere, |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve sür'atle yüzenlere. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Ve yüzdükçe yüzenlere. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And by those who glide along (on errands of mercy), |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Nâziât Sûresi 3. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kehf Suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 46. Ayet Arapça: اَلْمَالُ وَالْبَنُونَ ز۪ينَةُ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَاۚ وَالْبَاقِيَاتُ الصّ ...
Kehf Suresinin 45. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 45. Ayet Arapça: وَاضْرِبْ لَهُمْ مَثَلَ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا كَمَٓاءٍ اَنْزَلْنَاهُ مِنَ ...
Kehf Suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 29. Ayet Arapça: وَقُلِ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكُمْ فَمَنْ شَٓاءَ فَلْيُؤْمِنْ وَمَنْ شَٓاءَ فَ ...
Kehf Suresinin 23-24. ayetlerinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 23-24. Ayet Arapça: وَلَا تَقُولَنَّ لِشَا۬يْءٍ اِنّ۪ي فَاعِلٌ ذٰلِكَ غَدًاۙ اِلَّٓا ...
Kehf Suresinin 17. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 17. Ayet Arapça: مَنْ يَهْدِ اللّٰهُ فَهُوَ الْمُهْتَدِۚ وَمَنْ يُضْلِلْ فَلَنْ تَجِدَ لَهُ ...
Kehf Suresinin 7. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresinin 7. Ayet Arapça: اِنَّا جَعَلْنَا مَا عَلَى الْاَرْضِ ز۪ينَةً لَهَا لِنَبْلُوَهُمْ اَيُّهُ ...