# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَاِذَا جَٓاءَتِ الطَّٓامَّةُ الْكُبْرٰىۘ | |
Türkçe Okunuşu * | Fe-iżâ câeti-ttâmmetu-lkubrâ | |
1. | Ömer Çelik Meali | Her şeyi bastıran o en büyük felâket geldiği zaman! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 34, 35, 36. Her şeyi alt üst eden o büyük felâket geldiği vakit, insan dünyada iken ne için çalıştığını hatırlar. Cehennem de gören her kişiye açıklığı ile gösterilir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 34,35. Güç yetirilemeyen en büyük baskın geldiği zaman, o gün, insan ne uğurda çalıştığını anlar. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 34,35. En büyük felaket (kıyamet) geldiği zaman, o gün insan yaptıklarını hatırlar. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Fakat o her şeyi bastıran büyük felaket geldiği vakit, |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Fakat geldiği vakıt o «tâmmei kübrâ» |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Fakat o (bütün belâlardan üstün) en büyük belâ geldiği zaman, |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | 34,35. Fakat o en büyük felâket (kıyâmet) geldiği zaman! O gün insan, (hayâtı boyunca) neye koşmakta olduğunu iyice anlar. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Fakat o büyük felâket (kıyamet) geldiği vakit, |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Artık o vakit ki, pek büyük bir âfet zuhûra gelir. |
11. | Ümit Şimşek Meali | O büyük felâket gelip çattığında, |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Therefore, when there comes the great, overwhelming (Event),- |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Nâziât Sûresi 34. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Nûr sûresinin 56. âyetinde Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 56. Ayet Arapça: وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا الرّ ...
Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...
Nûr sûresinin 33. âyetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 33. Ayet Arapça: وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتّٰى يُ ...
Tahrîm sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 12 âyettir. “Tahrîm”, “haram kılmak” demektir. Birinci âyette Resûlullah (s.a.s.)’in, bazı helâl gıdaları, geç ...
Nûr sûresi 30-31. ayetlerde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 30-31. Ayetler Arapça: قُلْ لِلْمُؤْمِن۪ينَ يَغُضُّوا مِنْ اَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظ ...