# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِنَّا كَذٰلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِن۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | İnnâ keżâlike neczî-lmuhsinîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | “İyilik eden ve işini güzel yapanları işte biz böyle mükâfatlandırırız” buyrulur. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | İşte, biz iyilik yapanları böyle mükâfatlandırırız. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Biz, iyi davrananlara işte böyle karşılık veririz. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Şüphesiz biz iyilik yapanları işte böyle mükâfatlandırırız. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | İşte biz güzel amel işleyenleri böyle mükafatlandırırız. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | İşte biz muhsinleri böyle karşılarız |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Şübhe yok ki biz iyi hareket edenleri böyle mükâfatlandırırız». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | İşte biz, iyilik edenleri böyle mükâfâtlandırırız. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | İşte biz, güzel amel işliyenleri böyle mükâfatlandırırız. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Şüphe yok ki, Biz muhsin olanları işte böyle mükâfaatlandırırız. |
11. | Ümit Şimşek Meali | İyilik yapanları Biz böyle ödüllendiririz. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Thus do We certainly reward the Doers of Good. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Mürselât Sûresi 44. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...