# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَالْعَاصِفَاتِ عَصْفًاۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Fel’âsifâti ‘asfâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Şiddetle esip savuranlara, |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Şiddetle eserek (zararlıları) savurup atanlara; |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 1,2,3,4,5,6,7. Birbiri ardından gönderilenlere ve görevlerine koştukça koşanlara, Allah'ın buyruklarını yaydıkça yayanlara ve hak ile batılın arasını ayırdıkça ayıranlara, kötülüğü önlemek veya uyarmak için vahiy getiren meleklere and olsun ki, size söz verilen kıyamet şüphesiz kopacaktır. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 1,2,3,4,5,6,7. Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Büküp devirenlere, |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Derken büküp devirenlere |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (o emirlere) sert (ve çâlâk) rüzgârlar gibi hemen (imtisâle) koşan, |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | 1,2. Yemîn olsun (emirlerle) birbiri ardınca gönderilenlere (o mürselât'a) ve şiddetli bir şekilde estikçe esen (geçip giden melek)lere! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Şiddetli rüzgâr gibi uçan melekler hakkı için, |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve pek sür'atle esmekle esenlere. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Esip savuranlara. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Which then blow violently in tempestuous Gusts, |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Mürselât Sûresi 2. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Nûr sûresinin 33. âyetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 33. Ayet Arapça: وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتّٰى يُ ...
Tahrîm sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 12 âyettir. “Tahrîm”, “haram kılmak” demektir. Birinci âyette Resûlullah (s.a.s.)’in, bazı helâl gıdaları, geç ...
Nûr sûresi 30-31. ayetlerde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 30-31. Ayetler Arapça: قُلْ لِلْمُؤْمِن۪ينَ يَغُضُّوا مِنْ اَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظ ...
"Şunu iyi bilin ki, Allah dostlarına hiçbir korku yoktur ve onlar asla üzülmeyeceklerdir. Onlar hakkıyla iman etmişlerdir ve Allah’a karşı gelmekte ...
Nûr sûresinin 23. âyetinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 23. Ayet Arapça: اِنَّ الَّذ۪ينَ يَرْمُونَ الْمُحْصَنَاتِ الْغَافِلَاتِ الْمُ ...
Nûr sûresinin 19. âyetinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 19. Ayet Arapça: اِنَّ الَّذ۪ينَ يُحِبُّونَ اَنْ تَش۪يعَ الْفَاحِشَةُ فِي الّ ...