# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | كَاَنَّهُ جِمَالَتٌ صُفْرٌۜ | |
Türkçe Okunuşu * | Ke-ennehu cimâletun sufr(un) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Sarı erkek deve sürüleri gibi dağılan kıvılcımlar. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Her bir kıvılcım, sanki birer sarı deve gibidir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 32,33. O gölgenin saçtığı her bir kıvılcım sanki birer sarı devedir, konak gibi de büyüktür. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Bunlar sanki birer kızıl devedir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Sanki o kıvılcımlar, sarı sarı (erkek deve sürüleridir). |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Sanki sarı sarı hopalar gibi |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Herbiri sanki sarı sarı erkek develerdir. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Sanki o (sıçrayan kıvılcımlar, peşpeşe gelen) sarı develer gibidir. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Renk ve çokluk bakımından) sanki o kıvılcımlar, sarı deve sürüleri... |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Sanki o birer sarı erkek develerdir. |
11. | Ümit Şimşek Meali | O kıvılcımlar sanki sarı deve sürüsüdür. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "As if there were (a string of) yellow camels (marching swiftly)." |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Mürselât Sûresi 33. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: وَهٰذَا كِتَابٌ اَنْزَلْنَاهُ مُبَارَكٌ مُصَدِّقُ الَّذ۪ي بَيْنَ يَدَيْهِ وَلِتُنْذِرَ اُمَّ الْقُرٰى وَمَنْ حَوْلَهَاۜ وَ ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...