# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَجَعَلْنَا ف۪يهَا رَوَاسِيَ شَامِخَاتٍ وَاَسْقَيْنَاكُمْ مَٓاءً فُرَاتًاۜ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve ce’alnâ fîhâ ravâsiye şâmiḣâtin ve eskaynâkum mâen furâtâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Üstüne de sarsılmaz, sâbit yüce dağlar diktik; size tatlı sular içirdik. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Yeryüzünde haşmetli dağlar yarattık, sizlere tatlı sular içirdik. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Orada yüksek yüksek sabit dağlar var edip size tatlı sular içirmedik mi? |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Orada sabit yüce dağlar yaratmadık mı, size tatlı bir su içirmedik mi? |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Orada yüksek yüksek dağlar oturtup da size bir tatlı su sunmadık mı? |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve oturdupda onda yumru yumru oturaklı dağlar, sunmadıkmı size bir su (tatlı) bir furat |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Orada sabit sabit, yüce yüce (dağlar) vücûde getirmedik mi? Size tatlı bir su da içirmedik mi? |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Orada yüksek, sâbit dağlar meydana getirmedik mi? Hem size tatlı bir su içirmedik mi? |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Orada yerli yerinde sabit yüce dağlar yerleştirip de size tatlı bir su içirmedik mi? |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve orada yüksek, sabit dağlar kıldık, ve size bir tatlı su içirdik. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Üstüne de sapasağlam, yüce dağlar diktik; size tatlı bir su içirdik. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And made therein mountains standing firm, lofty (in stature); and provided for you water sweet (and wholesome)? |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Mürselât Sûresi 27. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاِذْ تَاَذَّنَ رَبُّكُمْ لَئِنْ شَكَرْتُمْ لَاَز۪يدَنَّكُمْ وَلَئِنْ كَفَرْتُمْ اِنَّ عَذَاب۪ي لَشَد۪يدٌ Eğer şükreder ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اَلَّذ۪ينَ يَسْتَحِبُّونَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَا عَلَى الْاٰخِرَةِ وَيَصُدُّونَ عَنْ سَب۪يلِ اللّٰهِ وَيَبْغُونَهَا عِوَجًا ...
“Sen elbette büyük ahlâk sahibisin.” (Kalem sûresi (68), 4) Allah Teâlâ en güzel şekilde yaratıp kendisine en güzel ahlâkı öğrettiği sevgili p ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: مَثَلُ الْجَنَّةِ الَّت۪ي وُعِدَ الْمُتَّقُونَۜ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُۜ اُكُلُهَا دَٓائِمٌ وَظِلُّهَاۜ تِلْكَ ...
Ankebût Sûresi 41-45. Ayetler ve Meali 41. "Allah’ı bırakıp da başkalarını dost ve yardımcı edinenlerin hâli, örümceğin hâline benzer. Örümcek de b ...
Tuz sözlükte, “Suda eriyen, kokusuz, dili yakan bir tada sâhip, yiyecekleri korumada ve tatlandırmada kullanılan billûrsu madde” demektir. Tuz kelimes ...