# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَاِذَا الرُّسُلُ اُقِّتَتْۜ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve-iżâ-rrusulu ukkitet | |
1. | Ömer Çelik Meali | Peygamberlerin ümmetleri için ne vakit şâhitlik yapacakları belirlendiği zaman artık kıyâmet kopmuştur! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 8, 9, 10, 11. Yıldızların ışığı söndürüldüğü, gökkubbe yarıldığı, dağlar ufalanıp savrulduğu ve peygamberlerin (ümmetleri hakkında şahitlik) vakti tayin edildiği zaman (artık kıyamet kopmuştur). |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Peygamberlere ümmetleri hakkında şahidlik vakitleri bildirildiği zaman; |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Peygamberler için (ümmetlerine şahitlik etmek üzere) vakit belirlendiği zaman (kıyamet gerçekleşir). |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Elçiler, tayin edilen vakitlerine erdirildikleri zaman, |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve o ilçiler miykatlarına irdirildiği vakıt |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | peygamberlerin muayyen vakti geldiği zaman, |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | 8,9,10,11. Nihâyet yıldızlar söndürüldüğü zaman, gök yarıldığı zaman, dağlar ufalanıp savrulduğu zaman, peygamberlere (ümmetleri hakkında şâhidlik etmeleri için) vakit belirlendiği zaman! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Kıyamette ümmetlerine şahidlik etmek için) peygamberler belirli bir vakitte bir araya getirildikleri zaman, |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve o zaman ki, peygamberlere mahdut bir müddet verilmiş olur. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Peygamberlerin şahitlik etme zamanı geldiğinde, size vaad olunan gün gelmiştir. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And when the messengers are (all) appointed a time (to collect);- |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Mürselât Sûresi 11. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Nûr sûresinin 64. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 64. Ayet Arapça: اَلَٓا اِنَّ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قَدْ يَع ...
Nûr sûresinin 61. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 61. Ayet Arapça: فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيّ ...
Nûr sûresinin 56. âyetinde Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 56. Ayet Arapça: وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا الرّ ...
Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...
Nûr sûresinin 33. âyetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 33. Ayet Arapça: وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتّٰى يُ ...