# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَلَا يَسْتَط۪يعُونَ تَوْصِيَةً وَلَٓا اِلٰٓى اَهْلِهِمْ يَرْجِعُونَ۟ | |
Türkçe Okunuşu * | Felâ yestatî’ûne tavsiyeten velâ ilâ ehlihim yerci’ûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | O çığlık geldiği zaman ise, artık ne bir vasiyet yapmaya fırsat bulabilirler, ne de âilelerinin yanına dönebilirler. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | İşte o anda onlar ne bir vasiyyette bulunabilirler, ne de ailelerine dönebilirler. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | O zaman, artık ne vasiyet edebilirler ne de ailelerine dönebilirler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Artık ne birbirlerine tavsiyede bulunabilirler, ne de ailelerine dönebilirler. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | O zaman bir vasiyette bile bulunamazlar. Ailelerine de dönemezler. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | O zaman bir tavsıyeye bile kadir olamazlar, ailelerine de dönecek değillerdir |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (İşte o zaman) bunlar bir vasıyyetde bile bulunamazlar. (Hattâ o vakit) ailelerine dahi dönecek (halde) değildirler. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Artık (onların), ne bir tavsiyeye güçleri yeter, ne de âilelerine dönebilirler! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | O zaman bir vasiyyet (söz) bile yapamazlar, ailelerine de (çarşı ve sokaklardan) dönemezler. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Artık ne bir vasiyet yapmaya muktedir olabilirler ve ne de ailelerine dönebilirler. |
11. | Ümit Şimşek Meali | O zaman ne bir vasiyet yapmaya fırsat bulurlar, ne de ailelerinin yanına dönebilirler. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | No (chance) will they then have, by will, to dispose (of their affairs), nor to return to their own people! |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Yâsin Sûresi 50. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
"Meryem oğlu İsa da: “Ey İsrâiloğulları! Ben size Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberim; daha önce inen Tevrat’ı doğrulamak ve benden sonra g ...
Enbiya suresinin 69. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 69. Ayet Arapça: قُلْنَا يَا نَارُ كُون۪ي بَرْدًا وَسَلَامًا عَلٰٓى اِبْرٰه۪يمَۙ Enbi ...
"Allah’a ve Rasûlü’ne gerektiği gibi inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihâd edersiniz. Eğer bilirseniz, sizin için hayırlı olan bu ...
Enbiya suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 46. Ayet Arapça: وَلَئِنْ مَسَّتْهُمْ نَفْحَةٌ مِنْ عَذَابِ رَبِّكَ لَيَقُولُنَّ يَا وَ ...
Enbiya suresinin 37. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 37. Ayet Arapça: خُلِقَ الْاِنْسَانُ مِنْ عَجَلٍۜ سَاُر۪يكُمْ اٰيَات۪ي فَلَا تَسْتَعْجِ ...
Saff sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 14 âyettir. İsmini, 4. ayetinde geçen صَفًّا (saffen) kelimesinden alır. Sûrenin “İsa” ve اَلْحَوَارِيُّونَ (Hav ...