# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِتَّبِعُوا مَنْ لَا يَسْـَٔلُكُمْ اَجْرًا وَهُمْ مُهْتَدُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | İttebi’û men lâ yes-elukum ecran vehum muhtedûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | “Uyun, yaptıklarına karşılık sizden hiçbir ücret istemeyen ve bizzat kendileri de doğru yolda olan bu güzel insanlara!” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | «Sizden herhangi bir ücret istemeyen bu kimselere tâbi olun, çünkü onlar hidayete ermiş kimselerdir.» |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | "Sizden bir ücret istemeyenlere uyun, onlar doğru yoldadırlar." |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “Sizden hiçbir ücret istemeyen kimselere uyun, onlar hidayete erdirilmiş kimselerdir.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "Uyun sizden hiçbir ücret istemeyen o zatlara ki, onlar hidayete ermişlerdir." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Uyun sizden bir ecir istemiyen o zatlara ki onlar hidayete irmişlerdir |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Uyun sizden hiçbir ücret istemeyen o kimselere. Onlar hidâyete ermiş (zâtler) dir». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | “Sizden (tebliğlerine karşılık hiç)bir ücret istemeyen (bu) kimselere tâbi' olun; çünki onlar hidâyete ermiş kimselerdir.” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Uyun sizden bir ücret istemiyen kimselere ki, onlar hidayet üzeredirler... |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «O Zâta tâbi olunuz ki, sizden bir ücret istemiyor. Onlar doğru yola ermiş kimselerdir.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Kendileri doğru yolda olan ve sizden hiçbir ücret istemeyen kimselere uyun. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "Obey those who ask no reward of you (for themselves), and who have themselves received Guidance. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Yâsin Sûresi 21. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...