# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَاضْرِبْ لَهُمْ مَثَلًا اَصْحَابَ الْقَرْيَةِۢ اِذْ جَٓاءَهَا الْمُرْسَلُونَۚ | |
Türkçe Okunuşu * | Vadrib lehum meśelen ashâbe-lkaryeti iż câehâ-lmurselûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Rasûlüm! Onlara şu şehir halkının hâlini misâl olarak anlat: Hani onlara elçiler gelmişti. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Onlara, şu şehir halkını misal getir: Hani onlara elçiler gelmişti. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | İnsanlara, halkına elçiler gelen şehri mesel olarak anlat: |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | (Ey Muhammed!) Onlara, o memleket halkını örnek ver. Hani oraya elçiler gelmişti. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Sen onlara, o şehir halkını örnek ver. Hani oraya peygamberler gelmişti. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve onlara, o karye sahiblerini temsil getir, o dem ki ona o gönderilen Resuller varmıştı |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Onlara o şehir yaranını misâl getir. Hani oraya elçiler gelmişdi. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Onlara şu şehir (Antakya) halkını misâl getir! Hani oraya (Îsâ'nın gönderdiği) elçiler gelmişti. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Ey Rasûlüm), Mekke halkına, o şehir halkının (Antakya'lıların) halini misal göster. Hani oraya (İsa'nın gönderdiği) elçiler gelmişti. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve onlara (o münkirlere) o şehir ahalisini bir mesel olarak irâd et. O vakit ki, onlara o gönderilmiş olan elçiler gelmişti. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onlara o şehir halkını misal ver ki, kendilerine elçiler gelmişti. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Set forth to them, by way of a parable, the (story of) the Companions of the City. Behold!, there came messengers to it. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Yâsin Sûresi 13. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Allah, inkâr edenlere Nûh’un karısı ile Lût’un karısını örnek verir. Her ikisi de, kullarımızdan iki sâlih kişinin nikâhları altında idiler, fakat o ...
Furkân sûresi 15-16. âyetlerinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Furkân Suresi 15-16. Ayetlerinin Arapçası: قُلْ اَذٰلِكَ خَيْرٌ اَمْ جَنَّةُ الْخُلْدِ ا ...
Furkân sûresinin 6. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Furkân Suresi 6. Ayet Arapça: قُلْ اَنْزَلَهُ الَّذ۪ي يَعْلَمُ السِّرَّ فِي السَّمٰوَاتِ ...
Nûr sûresinin 64. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 64. Ayet Arapça: اَلَٓا اِنَّ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قَدْ يَع ...
Nûr sûresinin 61. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 61. Ayet Arapça: فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيّ ...
Nûr sûresinin 56. âyetinde Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 56. Ayet Arapça: وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا الرّ ...