# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَخَلَقْنَا لَهُمْ مِنْ مِثْلِه۪ مَا يَرْكَبُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Veḣalaknâ lehum min miślihi mâ yerkebûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Gemiler gibi, onlar için üzerlerine binip seyahat edecekleri daha nice vasıtalar yarattık. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Onlar için, bunun gibi binecekleri başka şeyler de yarattık. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 41,42. Onlara bir delil de: Soylarını dolu gemiyle taşımamız ve kendileri için bunun gibi daha nice binekler yaratmış olmamızdır. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Biz, onlar için o gemi gibi binecekleri nice şeyler yarattık. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Yine kendileri için onun gibi binecek şeyler yaratmamızdır. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | ve kendilerine o misilliden binecekleri şeyler yaratmamızdır |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Ve kendilerine bunun gibi binecekleri (nice) şeyleri yaratmış bulunmamızdır. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Ve onlar için bunun gibi binecekleri (daha nice) şeyleri (vâsıtaları) yarattık. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Ve kendilerine bunun gibi, binecekleri şeyler (türlü vasıtalar) yaratmamızdır. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve onlar için onun mislinden biner oldukları şeyleri de yarattık. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Bunun gibi, binecekleri daha nice şeyleri Biz onlar için yarattık. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And We have created for them similar (vessels) on which they ride. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Yâsin Sûresi 42. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
İbrahim suresinin 3. ayetinde şöyle buyrulur: “Onlar, dünya hayatını sevip âhiret hayatına tercih ederler. İnsanları Allah yolundan uzaklaştırmaya ve ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَمَا لَنَٓا اَلَّا نَتَوَكَّلَ عَلَى اللّٰهِ وَقَدْ هَدٰينَا سُبُلَنَاۜ وَلَنَصْبِرَنَّ عَلٰى مَٓا اٰذَيْتُمُونَاۜ وَعَلَ ...
Âhiret kazancının dünya kazancına göre ölçüye sığmaz kıymette ve ebedî olduğunu bilen ashâb-ı kirâm, ebedî saâdet sermâyesi kazanmanın lezzet ve halâv ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاِذْ تَاَذَّنَ رَبُّكُمْ لَئِنْ شَكَرْتُمْ لَاَز۪يدَنَّكُمْ وَلَئِنْ كَفَرْتُمْ اِنَّ عَذَاب۪ي لَشَد۪يدٌ Eğer şükreder ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اَلَّذ۪ينَ يَسْتَحِبُّونَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَا عَلَى الْاٰخِرَةِ وَيَصُدُّونَ عَنْ سَب۪يلِ اللّٰهِ وَيَبْغُونَهَا عِوَجًا ...
“Sen elbette büyük ahlâk sahibisin.” (Kalem sûresi (68), 4) Allah Teâlâ en güzel şekilde yaratıp kendisine en güzel ahlâkı öğrettiği sevgili p ...