# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِنْ كَانَتْ اِلَّا صَيْحَةً وَاحِدَةً فَاِذَا هُمْ خَامِدُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | İn kânet illâ sayhaten vâhideten fe-iżâ hum ḣâmidûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Yalnız korkunç bir çığlık onlara yetti; hepsi bir anda cansız yere düşüp, söndü gittiler. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | (Onları helâk eden) korkunç sesten başka bir şey değildi. Birdenbire sönüverdiler. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 28,29. Ondan sonra milleti üzerine gökten bir ordu indirmedik; zaten indirecek de değildik; sadece tek bir çığlık.. o kadar, hemen sönüp gittiler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Sadece korkunç bir ses oldu. Bir anda sönüp gittiler. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Sadece bir gürültü oldu, onlar da hemen sönüverdiler. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | O yalnız bir sayha oldu derhal sönüverdiler: |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Onların yakalanması, yahud ukuubeti) birtek sayhadan başka (bir şeyle) değildi. Artık hemen sönü (b gidi) verenler (oldular). |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Onların cezâsı) sâdece (korkunç) bir ses oldu; öyleki onlar (hayat cihetiyle) o anda sönüveren kimseler kesildiler! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | O (helâk edilişlerine sebep) yalnız bir sayha (Cebraîl'in sesi) oldu; hemen sönüverdiler (öldü gittiler). |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | O bir sayhadan başka olmadı. O anda onlar hemen sönüvermiş kimseler oldular. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Korkunç bir ses onlara yetti; sönüp gittiler. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | It was no more than a single mighty Blast, and behold! they were (like ashes) quenched and silent. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Yâsin Sûresi 29. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
YAPMAKTA OLDUĞU İYİLİĞİ DEVAM ETTİRMEKLE İLGİLİ ÂYETLER “Bir toplum inanç ve davranışlarını değiştirmedikçe, Allah da onların durumunu değiştirme ...
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...