# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِلَّا رَحْمَةً مِنَّا وَمَتَاعًا اِلٰى ح۪ينٍ | |
Türkçe Okunuşu * | İllâ rahmeten minnâ vemetâ’an ilâ hîn(in) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Ancak kurtulmaları için tarafımızdan bir rahmetin kavuşması ve onları belli bir zamana kadar yaşatmayı istememiz müstesnâ! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Ancak bizim tarafımızdan bir rahmet ve belli bir zamana kadar dünyadan faydalandırmamız müstesnadır. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Ama katımızdan bir rahmet ve bir süreye kadar geçinme olarak onları geri bıraktık. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Ancak tarafımızdan bir rahmet olarak ve bir süreye kadar daha yaşasınlar diye kurtarılırlar. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ancak tarafımızdan bir rahmet ve bir zamana kadar yaşatmak başka. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ancak tarafımızdan bir rahmet ve bir zamana kadar yaşatmak için başka |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Meğer ki bizden bir esirgeme ve daha bir zamana kadar yaşatma (mukadder) ola. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Ancak tarafımızdan bir rahmet ve bir zamâna kadar (dünyadan) faydalandırma müstesnâ. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Ancak tarafımızdan bir rahmet ve mukadder ecele kadar yaşayış onları kurtarır. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ancak bizden bir rahmet olarak ve bir zamana kadar müstefit kılmak için (dilersek onları kurtarırız). |
11. | Ümit Şimşek Meali | Ancak tarafımızdan bir rahmetle ve belirli bir zamana kadar yaşatılmak üzere kurtulurlarsa, o başka. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Except by way of Mercy from Us, and by way of (world) convenience (to serve them) for a time. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Yâsin Sûresi 44. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Furkân sûresinin 6. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Furkân Suresi 6. Ayet Arapça: قُلْ اَنْزَلَهُ الَّذ۪ي يَعْلَمُ السِّرَّ فِي السَّمٰوَاتِ ...
Nûr sûresinin 64. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 64. Ayet Arapça: اَلَٓا اِنَّ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قَدْ يَع ...
Nûr sûresinin 61. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 61. Ayet Arapça: فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيّ ...
Nûr sûresinin 56. âyetinde Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 56. Ayet Arapça: وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا الرّ ...
Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...