# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَالَّذ۪ينَ ف۪ٓي اَمْوَالِهِمْ حَقٌّ مَعْلُومٌۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Velleżîne fî emvâlihim hakkun ma’lûm(un) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Mallarında belirli bir pay vardır: |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 24, 25. Mallarında, isteyene ve (isteyemediği için) mahrum kalmışa belli bir hak tanıyanlar; |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 22,23,24,25,26,27. Ancak namaz kılıp namazlarında yoksul ve yoksuna belirli bir hak tanıyanlar, ceza gününü doğrulayanlar, Rablerinin azabından korkanlar böyle değildir. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 24,25. Onlar, mallarında; isteyenler ve (isteyemeyip) mahrum kalanlar için belli bir hak bulunan kimselerdir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Onların mallarında belli bir hak vardır, |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve onlarki mallarında vardır bir hakkı ma'lûm |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | 24,25. Mallarında sâil ve mahrum için belli bir hak tanıyanlar, |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | 24,25. Ve onlar ki mallarında, dilenen ve (iffetinden dolayı dilenmeyip) mahrum kalanlar için belli bir hak (olan zekât) vardır (o hakkı onlara verirler). |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Onlar ki, mallarında belirli bir hak vardır: |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve onlar ki, mallarında bir malüm hak vardır. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Mallarında da belirli bir pay vardır: |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And those in whose wealth is a recognised right. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Meâric Sûresi 24. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاَنْذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْت۪يهِمُ الْعَذَابُۙ فَيَقُولُ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا رَبَّنَٓا اَخِّرْنَٓا اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يب ...
Kur’ân hizmetine koşan bu Kur’ân âşıkları, Rabbimiz’in rızâsına ve hatıra gelmeyecek ilâhî lûtuflara nâil olmuşlardır. Bu ilâhî lûtuf manzaralarından ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: رَبَّنَا اغْفِرْ ل۪ي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِن۪ينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ۟ “Rabbimiz, hesabın yapılacağı gün, beni ...
Âyet-i kerîmede buyrulur: “Andolsun ki Biz, öğüt alsınlar diye, bu Kur’ân’da insanlara her türlü misâli verdik.” (ez-Zümer, 27) Yine Cenâb-ı Hak âye ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: قُلْ لِعِبَادِيَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا يُق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَيُنْفِقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً مِنْ قَبْل ...
Âyet-i kerîmede buyrulur: “…Kur’ân’ı tâne tâne oku.” (el-Müzzemmil, 4) KUR’AN’I YÜZÜNDEN DOĞRU BİR ŞEKİLDE OKUMAK Hadîs-i şerîfte de Kur’ân’ı güzel ...