# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَالَّذ۪ينَ هُمْ بِشَهَادَاتِهِمْ قَٓائِمُونَۖ | |
Türkçe Okunuşu * | Velleżîne hum bişehâdâtihim kâ-imûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onlar, şâhitliklerini dosdoğru yaparlar. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Şahitliklerini (dosdoğru) yapanlar; |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Şahidliklerini gereği gibi yapanlar, |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Onlar, şahitliklerini dosdoğru yapan kimselerdir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Şahitliklerinde dürüsttürler. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve onlarki şâhidliklerinde dürüstûrler |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Sahiciliklerini (dosdoğru) yapanlar, |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | O kimseler ki onlar, şâhidliklerini hakkıyla yerine getirenlerdir. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Onlar ki, şahidliklerinde dürüstlük yaparlar, |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve onlar ki, şehâdetlerini doğruca ikame ederler. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onlar şahitliklerini dosdoğru yaparlar. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And those who stand firm in their testimonies; |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Meâric Sûresi 33. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَاِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ Kesin olarak bilesiniz ki bu kitabı kuşkusuz biz indirdik ...
Hakîkaten Hazret-i Âdem’le başlayan ve Âhir Zaman Nebîsi -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’de kemâle eren İslâm’ın, Kur’ân-ı Kerîm’le vâsıl oldu ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاَنْذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْت۪يهِمُ الْعَذَابُۙ فَيَقُولُ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا رَبَّنَٓا اَخِّرْنَٓا اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يب ...
Kur’ân hizmetine koşan bu Kur’ân âşıkları, Rabbimiz’in rızâsına ve hatıra gelmeyecek ilâhî lûtuflara nâil olmuşlardır. Bu ilâhî lûtuf manzaralarından ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: رَبَّنَا اغْفِرْ ل۪ي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِن۪ينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ۟ “Rabbimiz, hesabın yapılacağı gün, beni ...
Âyet-i kerîmede buyrulur: “Andolsun ki Biz, öğüt alsınlar diye, bu Kur’ân’da insanlara her türlü misâli verdik.” (ez-Zümer, 27) Yine Cenâb-ı Hak âye ...