# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَلَا يَسْـَٔلُ حَم۪يمٌ حَم۪يمًاۚ | |
Türkçe Okunuşu * | Velâ yes-elu hamîmun hamîmâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Öyle ki, o günün dehşetinden dost dostun hâlini sormaz. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Dost, dostu sormaz. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Hiç bir dost diğer bir dostunu sormaz. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | (O gün) hiçbir samimi dost, dostunu sormaz. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Dost dostun halini soramaz. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve bir hısım bir hısıma halini sormaz |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | hiçbir hısım bir hısımı sormayacak. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Ve (o günün dehşetinden) bir dost, bir dostu(n hâlini) sormaz! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Hiç bir yakın (akraba), bir yakına halini sormaz. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Hiçbir dost da bir dostu sormaz. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Dost dostun halini sormaz. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And no friend will ask after a friend, |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Meâric Sûresi 10. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاَنْذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْت۪يهِمُ الْعَذَابُۙ فَيَقُولُ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا رَبَّنَٓا اَخِّرْنَٓا اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يب ...
Kur’ân hizmetine koşan bu Kur’ân âşıkları, Rabbimiz’in rızâsına ve hatıra gelmeyecek ilâhî lûtuflara nâil olmuşlardır. Bu ilâhî lûtuf manzaralarından ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: رَبَّنَا اغْفِرْ ل۪ي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِن۪ينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ۟ “Rabbimiz, hesabın yapılacağı gün, beni ...
Âyet-i kerîmede buyrulur: “Andolsun ki Biz, öğüt alsınlar diye, bu Kur’ân’da insanlara her türlü misâli verdik.” (ez-Zümer, 27) Yine Cenâb-ı Hak âye ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: قُلْ لِعِبَادِيَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا يُق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَيُنْفِقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً مِنْ قَبْل ...
Âyet-i kerîmede buyrulur: “…Kur’ân’ı tâne tâne oku.” (el-Müzzemmil, 4) KUR’AN’I YÜZÜNDEN DOĞRU BİR ŞEKİLDE OKUMAK Hadîs-i şerîfte de Kur’ân’ı güzel ...